Ressam, gazeteci-yazar Fikret Otyam, Antalya'da tedavi gördüğü hastanede 89 yaşında vefat etti. Fikret Otyam, vasiyeti üzerine Hacıbektaş'ta toprağa verilecek...
Böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi gören ressam, gazeteci-yazar Fikret Otyam (89), Antalya'da yaşamını yitirdi.
Fikret Otyam, son olarak 26 Ocak 2015'te Antalya'daki özel bir sağlık merkezinde girdiği diyaliz sırasında rahatsızlanmış, mide kanaması geçirdiği anlaşılınca Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı
Otyam, böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görüyordu.
''BANA VASİYETİYDİ''
Fikret Otyam'ın eşi Filiz Otyam, eşinin cenazesinin daha önce temelini attığı Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacıbektaş-ı Veli Cemevi'nden salı günü kaldırılacağını belirterek, "Bana vasiyetiydi. 'Oradan kalkmak istiyorum' dedi. Hatta oraya hediye ettiği büyük bir resmi vardı. 'Onun önünden beni kaldırın' demişti" diye konuştu.
Evinde taziyeleri kabul eden Filiz Otyam, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşinin önceki gece hastalandığını, terlediğini ve tansiyonunun düştüğünü ifade ederek, sabahleyin ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğünü söyledi.
''YAPACAĞI RESİMLERİ, YAZACAĞI KİTAPLARI DÜŞÜNEREK GİTTİ''
Servise geçeceklerini düşünürken "durumu ağır" denildiğini belirten Otyam, "Acilde solunum makinesine bağladılar. Yoğun bakımına geçtik. Solunum makinesine bağlanınca, sistemin rahat çalışması için uyutuyorlar. Ondan sonra bizim için iyi olmadı. Yapacağı resimleri, yazacağı kitapları ve haftalık yazılarını düşünerek gitti" diye konuştu.
Otyam, son bir kaç yıldır ömürlerinin hastanelerde geçtiğini, 2015 yılının da aynı şekilde başladığını vurgulayarak, eşinin 40 yıldır şeker ve 20 yıldır da böbrek hastası olduğunu, tansiyon sorunları yaşadığını ve iki kere mide kanaması geçirdiğini bildirdi.
''ÇOK DİRENDİ''
Eşinin yaşama çok bağlı olduğunu vurgulayan Filiz Otyam, şöyle devam etti:
"Çok direndi. Son dakikaya kadar çalışmayı istedi. Son bir kaç aydır çalışamıyordu ama yine üç gün önce plan yaptık. Yatak odasına şövalesini, boyaları yerleştirecektik. Resim yapacağım diyordu. Bu kadar direnmeyle yoğun bakımdan kaç kere çıktı. Yoğun bakımda kalp krizleri geçirdi. Yorgun düştü herhalde. Kitap yazmak istiyordu. Çok kapsamlı bir kitap yazacağım diyordu. Güneydoğu Anadolu'yu kapsayan, daha önce yazdıklarımın özeti olacak bir kitap yapmayı düşünüyordu. Çok daha yapacağım resim var diyordu. Gördüğüm en çalışkan insandı. Hiç boş durmazdı. Sırt üstü yatmak onu mahvediyordu. Resimlerini, tuvallerini koydum baş ucuna. Belki mutlu olur diye televizyon koydum. Ama bakmıyordu."