Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

Perinçek göz göre göre manevi işkence görüyor

01.07.2011

İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI DR. DOĞU PERİNÇEK, SİLİVRİ ZİNDANINDA GÖZ GÖRE GÖRE MADDİ MANEVİ İŞKENCE GÖRÜYOR!..



17 Haziran 1942 tarihinde Gaziantep’te bir çocuk dünyaya geldi. Baba, görevi gereği oradaydı.
24 Temmuz 1942 tarihindeReisicumhur İsmet İnönü Hazretleri Adana’dan Ankara’ya geçerkenöğle yemeğini, Aksaray vilayet iken yaptırılan Vali Konağı’ndayedi, yemekler eczacının evinde yapılmıştı. Mutfakta bir çocuk, tabaklara “nezaret eden” babayı izliyordu. Uzun boylu yakışıklı bir denizci Yaver Albay, babaya kibarca yaklaşıp "eczacı bey, yemeklerden emin olabilirmiyiz” deyince babanın tepesi atmış ki, "Albayım muhterem paşamı öldürmek isteseydim bu işi Yemen San’a’da çadırda yapardım, lütfen yerinize oturunuz gönlünüz rahat olsun” deyince çocuk “tamam” dedi "bu mesele burada çözülecek!.” 
Baba her anlatışında, çocuk Atatürk’ümüzün en yakın silah arkadaşı İsmet Paşa Hazretleriyle babasının ta Yemen ellerinde tanış olacağına bitürlü inanamıyordu ve baba Aksaray’ın çok ünlü suböreğinden uzatıp “Paşam bir parça daha alır mısınız” deyince Paşa kahkaha atmış eliyle babanın göbeğini işaret edip “alayım da sana mı döneyim eczacı” demişti ve babadan hemen bir mazeret “ne yapalım paşam, sivil hayat böyle yapıyor”.
Ve bundan sonra tam bir geyikmuhabbetti askerlik yaşamıyla dolu dolu, Yemen… San’a… Komutan adları… Paşa birden haykırdı, "eczacı bey eczacı bey hatırladım sen o zamanlar tığ gibi bir delikanlı zabittin...”     
17 HAZİRAN 1942'DE GAZİANTEP’TE DOĞAN ÇOCUĞUN ADI DOĞU PERİNÇEK, 24 TEMMUZ 1942’DE REİSİCUMHUR İNÖNÜ’NÜN AĞZINDAN DUYDUĞUNA VE İLK FOTOĞRAFINI ÇEKMEKTEN MUTLU OLAN ÇOCUĞUN ADI 1926 DOĞUMLU FİKRET OTYAM’DI...
Mutluluk nedendi?
Baba onlara doğru anlatmıştı. Yemen San’a’da on yıla yakın görev yapan eczacı zabitin, San’a’ya gelen diyare ve sıtmaya yakalanan Miralay İsmet’in çadırında ilaçlarını içirip iğnelerini yaptığı doğrulanmıştı.

YILLAR YILLAR SONRA!

Yıllar sonra Ankara Hukuk Fakültesi yaşamında adı çok geçen Doğu, Ankara Cumhuriyet Gazetesi çalışanı aynı zamandaressam ve fotoğrafçı Fikret Otyam’ın evine bir kız arkadaşıyla gelmiş fakültede çıkaracakları dergi için yardımını istemişti.

Aylar yıllar geçmiş ve 1979 yılında emekli Otyam 80'li yıllarda İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in haftalık AYDINLIK Dergisi'ne önce imzasız sonra imzalı her Pazar yazmaya başlamış, dışardan İşçi Partisi’nin onurlu ilkelerinin naçiz katılımcısı olmuştu...
Aydınlık dergisi, AydınlıkGazetesi’ne dönüşende hiçbir şey değişmedi, yazılar sürüyor.
BU YAZI, YILLAR ÖNCE BAŞLAYANİNANÇLI/ GÜVENLİ SARSILMAZ BİR DOSTLUĞUN ÖYKÜSÜNÜ YAZARKEN AKLA DÜŞEN NOTLARDIR.
Doğu Perinçek, her seçimde zindana kapatılan bir aydın/ bir yurtsever politikacı, Amerikan emperyalizminin şaşmaz bir karşıtıdır ve bu “atmaların” asıl nedeni de budur! 
Bir haber, Doğu Haymana zindanında! Eşim Filiz’le uzun yıllar yaşadığımız adı da güzel Gazipaşa’dan arabamıza atlayıp Ankara’da yaşayan, Yargıtay Başsavcılığı yardımcılığından emekli ve dört dönem AP Erzincan milletvekili olan yorgun politikacı baba Sadık Perinçek’in evinden Şule Perinçek’le kirvesi olduğum küçücük oğul Can’ı aldığımız gibi, ardımızdan el sallayan ve TBMM'den tanışım baba Sadık’ın sallanan ellerine eller sallayıp ver elini Haymana zindanı!..
Zindan yöneticilerinin, Perinçek ailesine insanlık dışı vicdansız bir uygulamasına acıyla tanıkoluyoruz, "Can çocuk” babasını kucaklayamıyor, zindan savcısı böyle buyurmuştur, tek avuntumuz eşimin ABD'den arkadaşı sevgili dost Prof. Yalçın Küçük’le ayak üstü bir yarenlik: "ben sizler içinburadayım” demesi hep kulağımda. Çok ama çok yazdım Haymana ziyaretimizi... Şule Perinçek’in emaneti Can çocuğu alıyoruz ve yanımda oturan Can’a kemer bağlanacağını söyleyince işte kulağımdan silinmeyen yanıtı:
“Ben var ya ben, kendimi bağlatmam"
Can çocuğu dinleyip bağlamadan yola çıkıyoruz saatte on kilometre hızla! 1994 doğumlu Sadık Can Perinçek çocuğa ninni gibi geliyor bu hız, o artık bağlıdır ve Ankara’da İşçi Partisi’ne teslim ediyoruz...


YILLAR YILLAR GEÇİYOR...

21 Mart 2008 sabahı dört suları evi basılan Doğu Perinçek nihayet arabaya bindirilirken tarihe geçen isyanını haykırıyor:
“KANUNSUZLAR!.. KANUNSUZLAR!”
O Ergenekon şeyiyle ve birtürlü bitmeyen sorgulamalarla, adını koyduğumuz çağdaş (!) Silivri mahpushanesinde/ zindanında yatırılıyor! O çağdaş (!) zindanda ve şubesi Hasdal’da TSK’nin otuzdan fazla yüksek rütbeli generalleri deyatanlardan! TSK da göz göre resmen alenen parçalanmada!
Demokrasiyle geçinen hangi ülkede otuz binden fazla asker sivil yurtsever, üç yıldan fazla mahpus damındadır söyler misiniz? Acı veriyor yazması, demokrasiyle övünen ülkemizde!.. 
O, yılların mahpushanecisidir... Her seçimde muhakkak içeri alınmıştır! 12 Mart 1971 “rejimi”nde 20 yıla mahkum edilmiş iki buçuk yıl sonra afla dışarıçıkmıştır. 12 Eylül 1980'de sekiz yıl hapis cezası almış 1985'de dışarı çıkabilmiştir! Üç ay Diyarbakır mahpushanesinde de yatırılmıştır ve tüm bu işkencelerden hiç mi hiç yılmamış Türk işçisinin Türk köylüsünün tüm yoksulların refahı, mutluluğu için savaşını sürdürmüş, bunun karşıtlarını adeta dellendirmiştir... Hele hele cumhuriyetimizin, Atatürk devrim ve ilkelerinin şaşmaz savunucusu olması! 


BİR ŞEHİT DAHA: İLHAN SELÇUK


Onunla birlikte içeri alınanlardan gazeteci/yazar İlhan Selçuk neden sonra salıverildi, on yedi yıl aynı ekmek teknesinde çalıştığımız İlhan’ın geçen yıllarda da gördüğü insanlık dışı işkencelerle zedelenen bedeni artık dayanamaz olmuş, tüm direnmeler sonunda “Hakk’a yürümüş” Hacıbektaş’ta kardeşi Turhan’ın yanında toprağa verilmiştir. O, bir maddi manevi işkence kurbanı/ şehididir...


BUNU HANGİ VİCDAN KABUL EDER EYCANLAR EY CANLAR!


Son seçimde milletvekili adayıdır O... Şu suça bakın ey millet ey millet! "Eşine seçim propagandası” yaptırdığı gerekçesiyle 1 ay telefonla konuşma yasağı,“vericilerle” uygun görüldü, söyler misiniz bunun adı nedir, bunu nasıl bir yürek kabul eder?


ŞU YETMEYENE DE BAKAR MISINIZ
EY MİLLET EY MİLLET!

Bu yetmemiş ki 4 ay da ailesiyle açık görüş yaptırılmayacak! Yani dişleri çıkmaya başlayan torunundan da mahrum edilecek!
“…Seçim‘yarışına’ Perinçek diğer parti liderlerinden farklı olarak cezaevinden katıldı. Seçmenlerinin elini sıkma şansı bulamayan İşçi Partisi lideri haftalık olarak eşiyle konuştu. Silivri 1 no.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı bu konuşmalardan dolayı Perinçek’e siyasi parti propagandası yaptığı gerekçesiyle 1 ay telefon etmekten yoksun bırakma cezası verdi.

AİLESİYLE GÖRÜŞEMEYECEK!

…Karar 19 Nisan’da bildirildi ve Perinçek’in itirazı seçimlerin ertesi günü olan 13 Haziran’da ancak kabul edildi. Perinçek’in itirazın kabul edilmesi üzerine Silivri Cumhuriyet Savcısı Necip Doğan harekete geçti veverilen karara itiraz için Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti. Silivri Ağır Ceza Mahkemesi Savcı Doğan’ın itirazını haklı buldu, Perinçek mahkemenin kararı üzerine 1 ay boyunca ailesiyle telefonla görüşemeyecek. Ayrıca Perinçek disiplin cezası için 4 ay süreyle yakınlarıyla, ayda bir gerçekleşen açık görüşte de bulunamayacak.”
Ahmed Arif düşüverdi aklıma:
“Hasretinden prangalar eskittim”  
“...Perinçek’in eşi Şule Perinçek karara tepki göstererek; Cumhuriyeti savunmak, Atatürk ilkelerine sahip çıkmak anlaşılan bu ülkede ağır cezalık suç olarak görülüyor” dedi. (1)

EY BU ÜLKENİN RUH SAĞLIĞI İLGİLİLERİ SÖZÜM SİZE!

Yaşı yetmişe dayanan, ömrünün çoğu yurdu için mahpus damlarında insanlık dışı uygulamalarla geçmiş, şimdileri de içinden lağım sularının akıp gittiği, musluğundan kahverengi paslı su akan hücrede, ne zaman biteceği asla bilinmeyen sonucu bekliyor. (İstiareye yatarsa ancak Başbakana malum olur, diğerini yazmıyorum)
EY BU ÜLKENİN ETTİKLERİ YEMİNE SADIK YURTSEVER HEKİMLERİ EVET SÖZÜM SİZE!
O YETMİŞLİK YÜREK AKIL ALMAZ BU CEZALARA DA DAHA NE KADAR DAYANIR BU BİR. 
GÖKTANRIM GECİNDEN VERSİN, O MAHPUS DAMINDAYKEN ARAMIZDAN AYRILSA BUNUN  “CÜNHALISI” KİM OLACAK? BUNUN YANITI DA TÜM HUKUKÇULARDAN! 
Doğu, Silivri zindanına fazla mı geliyor acep?

(1) Aydınlık  Gazetesi, 26 Haziran 2011

Antalya Beydağları, Geyikbayırı Köyü, 29 Haziran 2011

Kaynak : Aydınlık Gazetesi