“...Kürdistan’ın güneyinde federe bir devlet kurmuşuz...
İşte barbar düşmanlarımızı çileden çıkaran budur.
...Türk barbarları kuduradursun, Başkan Barzani demesi gerekeni söylemiştir, sözlerinin arkasında olduğunu teyit etmiştir.
...Kürt milleti, Başkan Barzani’nin arkasında olduğunu beyan etmiştir.
...Ama Başkan Barzani’nin söylediği ‘Türkler, Kerkük’e karışırsa biz de Diyarbakır’a karışırız’ sözleri, her namuslu Kürt yurtseverin duygularının ifadesidir.
...Ağız tartıları bozuk Türk barbarların terbiyesizliğinin ayyuka çıktığı bir ortamda birilerinin hadlerini bildirmesi gerekirdi.
...Başkan Barzani, tüm yurtsever Kürtlerin dili oldu.
...Kürdistan Başkanı, haddini bilmez barbar Türk’ün hakaret ve tehditlerine Kürtler adına gereken cevabı verdi.
Barbar Türk’ün kudurmasına yetti.”
Arkasında olmak
“Başkan Barzani’nin arkasındayız” başlıklı yazı, Türkiye’ye akıl almaz hakaretlerle dolu! İmza sahibi, anlaşılan bir Barzani hayranı... Allah muhabbetlerini artırsın da “Barzani’nin arkasındayız” diyor, Barzani de Amerika’nın arkasında! Şimdi n’olacak?
“Kürt milleti Başkan Barzani’nin arkasında olduğunu teyit ettiğine” ve Başkan Barzani de ABD’nin arkasında olduğuna göre Kürt milleti şimdi kimin ardında “oldurulmuş oluyor”vesselam?
Başkan Barzani muhteremi, ülkemizi yeniden şereflendirdi. Batılı giysiler içinde sudan çıkmış balığı andırması bu satırların yazarını üzüyor!.. Kısa boyuna karşın yöresel giysileri ve baş dolamasıyla daha bir heybetli, daha babayiğit görünüyordu!
Bilmem, ayrımında değilim, Çankaya canibi kabul buyurdu mu? Ne de olsa başkan... Yıllardır tehditleri, ağır sözleri mazide kaldı, kaldı değil kaldırıldı aslında, üstelik “Yurtta barış cihanda barış”sığınmacılığında! Neyse...
Bilinmez, ne derece izzet ikram gösterildi.
Buraya kadarı yazılı bir “sohbet”.
Saygın bir diplomat ne diyor?
Bu saygın diplomat, Feneryolu sokaklarında bisikletten düşüp diz kapaklarını “haşat ettiği” zamanda da saygındı aileden... Okuduğum Güzel Sanatlar Akademisi’nden dönüşlerimde babamın Feneryolu’ndaki eczanesinde çalışırdım. İşte o saatlerde o çocuk bisikletten düşerdi sanki! Yazdım daha önceleri de diz kapaklarını birkaç kez “tamir” ettiğimi anımsıyorum. Bu çocuk Türk Dışişleri’nin yüz akı Büyükelçi Onur Öymen’di, sonralarının CHP İstanbul Milletvekili...
Yıllardır, kitabı yazılacak bir dostluk şu dünya içinde...
Karşılıklı bir özlem...
Kaldıkları yazlık, kaldığımız yazlığa iki buçuk saat. Onur ve saygın eşi Nedret akşama doğru geldiler çok iyi bildikleri yuvamıza, böylelikle koyu bir söyleşi ve Filiz Otyam’ın sofrası. Gitmeleri gerekiyordu, geç vakit gittiler iki buçuk saat daha!
Onur Öymen denilince ilgilenmem vazgeçilmez bir tutku. Aydınlık gazetemizde, “BARZANİ GELDİ, TERÖRLE MÜCADELE MANŞETLERDEN DÜŞTÜ” üç sütun dişi klişe başlıklı Ankara Aydınlık’tan Zihni Erdem’inhaberini de can gözüyle okudum.
Sayın Öymen, Barzani’nin Türkiye’yi ziyaretinden elle tutulur bir sonuç çıkmadığını belirtmiş, “Kuzey Irak’ta terörle mücadele ediyoruz yolundaki tavırlar manşetlerden düştü” demiş özetle. (Aydınlık, 9 Kasım 2011)
Barzani’nin fendi, Davutoğlu’nu yendi mi yoksa, buyurun bakalım!
Ey Aziz Atam,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’üm, müjdeler olsun imam hatipli müslüman fani Başbakan’ın 200 milyon dolarlık tayyaresi nihayet tecrübe uçuşlarındaymış!..
Ankara CHP Mebusu Musa Çam Bey, Aydınlık ceridesine verdiği mülakatta, Türkiye sıkıntı içindeyken Başvekil Tayyip Bey’in saltanat peşinde koştuğunu, 7. tayyaresini almaya hazırlandığını beyan etti.
Çam Bey, Türkiye işsizlikle boğuşurken, çiftçi tarlasını ekmekte zorlanırken, Başvekil Erdoğan’ın 6 tayyaresi olduğunu, şimdi de 7. tayyareyi alma peşinde koştuğunu bildirip hulasaten şöyle dedi:
“Türkiye hiçbir dönemde böyle saltanat görmedi. Türkiye zelzele vergileri yerinde kullanılmadığı için Van zelzelesinde çadır sıkıntısı, ısınma sıkıntısı çekiyor. Bir tarafta bunlar yaşanırken, bir tarafta 7. tayyarenin peşine düşülmesini kabul etmemiz mümkün değil.”
Çam Bey alınan vergilerde tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olduğunu hatırlatıp “Kimse kul hakkı yememeli. Yoksula din- iman, kendilerine ve yandaşlara tayyare, han, hamam... Anlayış bu” dedi.
Öğrendiğimize göre Başvekil Recep Tayyip Beyefendi’nin yeni tayyaresi ha deyince 293 kişi alabiliyor ama içi alıcının keyfine göre tanzim ediliyor.
Derken Van’da 5.6’lık ikinci deprem felaketi!
Edremit İlçesi merkezli 5.6 büyüklüğündeki depremle, Van’da ikisi otel 27 bina yerle bir olurken, enkaz altındaki 100 kadar kişiden 70’i 4 katlı Bayram Oteli’nin altındaymış ey gök tanrım!.. Sual eylemiyorum, değil iki yüz bin, altı yüz bin dolarlık tayyaren olsa ne yazar? Halkın kar kış kıyamet çadırlarda, soğukla başa çıkmaya çabalıyor, oralara hâlâ çadır gidiyor, çoğu bir kap sıcak çorbaya muhtaçken sual eyliyorum ey gök tanrım, halktan alınan ve depremzeler için toplanan o milyarların hesabını kimler verecek?
Antalya, 10 Kasım 2011
Kaynak : Aydınlık Gazete