Kayserili Hayrünnisa Gül adında bir hatun üniversiteye türbanla giremeyince Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet etti.
Her zaman “olmaz olmaz” der dururum!
2002 yılında, eşi Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olunca n’apsın şikayetini geri aldı ve Dışişleri Konutu’na yerleşti. Konutta akıl almaz masraflarla değişimlerde bulundu. Bu akıl almaz paralarla yaptığı değişimler dillere destan oldu.
2007 YILI GELENDE ABDULLAH GÜL TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 11.CUMHURBAŞKANI OLUNCA BAYAN GÜL, ÇANKAYA KÖŞKÜ’NÜ BEĞENMEDİ Kİ DIŞİŞLERİ KONUTU’NDAN AYRILMADI. PEKİ BAKAN NE YAPACAKTI? KAYSERİLİ BİR İŞADAMININ KÖŞKÜ KİRALANDI VESSELAM!
Kirayı ödeme sorun olunca bi tarihten itibaren kiranın Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ödenmesine başlandı.
Bu konunun takipçisi oldum, kim olursa olsun, ister Cumhurbaşkanı eşi olsun, haydi inadı diyeyim, devleti zarara sokmasına gönlüm razı gelmiyordu, durmadan yazdım yazdım.
ŞUNU İNKÂRDAN GELEMEM...
Bu ısrarlı yazılarım için Bay Gül’den hiçbir tepki görmedim, ama eşinin de Çankaya Köşkü’ne çıkmama inadı yüzünden devleti milyarlarca lira zarara sokması, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve başı türbanlı eşinin yüzme havuzlu köşkte oturtulmasının yineliyorum masraflarının milyarlara varmasının hep karşıtı oldum yine de oluyorum.
ŞU “TAVSİYE” KARARINA DA BAKIN EY MİLLET!
Kamu Denetçiliği Kurumu memurlar için “Tavsiye’ kararı almış, ne mi bu?
“KAMUDA TÜRBANA VİZE”
DAHA ACI BİR HABER, “ÖĞRETMEN KİTAPLARI ATATÜRK’SÜZ!”
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, yeni eğitim yılı için okullara teslim edilen Zambak Yayınları’nın 1.Sınıf Türkçe Öğretmen Kılavuz Kitabı’nda “İstiklal Marşı, Öğrenci Andı ve Atatürk posterine yer verilmediğini” açıklamış!
(Teşekkürler Sayın Demir ve Cumhuriyet Gazetesi)
YETTİ Mİ YETMEDİ, BAY MENDERES, 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’NIN MISIR’DAKİ “KATLİAM”DA ÖLDÜRÜLENLER İÇİN MATEM GÜNÜ YAPILMASINI AÇIKLADI!
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel dost bi gün dedi ki ağabey senin evin önüne Antalya’nın en güzel plajını yapacağım. İster istemez sevindim ama Konyaaltı Caddesi denizden neredeyse elli metre yüksek! Takıldım, “Sayın Başkanım ben Tarzan mıyım yukardan denize atlayacağım” der demez hemen yanıtladı asansör de koyacağız!
İÇİM CIZ ETTİYDİ!
Neden mi? Bu asırlık ıhlamur ağaçları başta nice çeşitli çam ağaçlarına yapılacak “katliam” demekti!
Konyaaltı Caddesi’nde bir apartmanın 7. katındayız denize bakarız, denizden önce Atatürk Parkı’nın asırlık ağaç ormanı sonra deniz. Günün birinde Atatürk Parkı’nın etrafı tel örgülerle çevrildi. Güçlü araçlar o cânım ağaçları köklerinden söküp atıyorlardı, fotoğraf çekerken gözlerim dolmuştu. Belki biter dedim, hayır güzelim Atatürk Parkı paramparça ediliyordu, AKP iktidarı Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca!
Yakın dostum ve sevdiğim, haydi sevmediğim bir deyimle “tiyö” vereyim, “demlendiğimiz” Menderes cana kırıldım, hayır darıldım! Antalya’da yayımlanan harika baskılı haftalık ve aylık dergilerde konum buydu 7. kattan çektiğim fotoğraflarla.
ATATÜRK DÜŞMANLIĞI!
Atatürk’ten hınçlarını parkından alıyorlardı!
“Oraya 3 bin narenciye ağacı dikeceğiz!”
Konuyu aktardığım gazeteci arkadaşım gidip konuşmuş ve “Oraya 3 bin narenciye ağacı dikeceğiz” demişler ve bu çok satan gazetenin Akdeniz ekinde dört sütun yer aldı! 3 bin narenciye ağacı mı, olacak şey değildi 3 bin narenciye ha, ya dayak yememişti ya da hiç ama hiç hesap bilmiyordu!
Ne ki halkın öfkesi törpülenmişti!
Fotoğraf makinamı alıp karşıya geçtim ama bekçiler içeri sokmadılar, bunu üzerine Antalya Akdeniz Gazeteciler Cemiyeti Başkanı can dostuma telefon ettim, “Bak”, dedim. “İçeri girmeye direneceğim başıma bi iş gelirse sebebi sensin!” İki saat sonra
telefonla çağrı, basın toplantısı yapılacak...
YETER ARTIK!
Ağaçlar kesildi sanki dört helikopterin ineceği beton bir alan! Ve 7. kattan bakınca beton ve kocaman bi beyaz yapı!
Bu ne mi? Bu tuvalet! Bağır çağır arkadaşım çıkan mimara, ya şunu yeşille ya önünü yeşillendir. Öyle yaptı ağaçlar yarıya yükseldi.
Başlangıca göre, şimdi gölgesinin altına sığınmış arabalar olan on ağaç parka armağanımdır, şerrimden diktilerdi!
BAY MENDERES TÜREL
BAŞBAKAN YARDIMCISIDIR
Diyaliz yatağımda nazik bir demecini dinledim, Mısır’daki katliamda ölenler için biz Müslüman dost canlar matem yapmalıymış bu nedenle 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanmamalıymış!
3 bin narenciye kimin numarasıydı bilemem ama 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kutlanmaması AKP iktidarının her şeyi, cumhuriyet ve onun getirdiklerinden adeta nefret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ındır bilmeyecek ne var, Menderes’e söyletiverdi!..
‘TÜRKİYE’Yİ YENİDEN İNŞA EDELİM’MİŞ!
HAYIR, BİN KERE HAYIR BAYAN ÜLKER!
Şu bizim Aydınlık’ta tepeden 8 sütun bi başlıktı bu! CHP Ankara Milletvekili Bayan Emine Ülker Tarhan’ın gazetemizin sorularına verdiği uzun yanıttan başlık!
HAYIR BAYAN ÜLKER BİN KERE HAYIR!
Emine Hanım size saygım çok, ama bu satırların sahibi önce ülkedeki açların doyurulmasından yanadır, evet önce açlar doyurulmalı...
Sizin 8 sütunluk yanıtınızın hemen altında 6 sütunluk bir haber var aynen şöyle:
“DOYMUYOR
TÜRKİYE BÜTÇESİNDEN MİLYONLARCA DOLAR HARCAYARAK KENDİSİNE 7 UÇAKLI FİLO KURAN TAYYİP ERDOĞAN İÇİN BU SEFER DE ABD’DEN SİKORSKY YAPIMI VIP HELİKOPTER GELİYOR”
Yani Eminanım önce açları tıka basa doyurmak birinci vazifemiz, Türkiye’yi koruyup kollamak, açları artık tamamen doyurmak ikinci vazifemiz olmalı. Bu ikinci vazifemiz doymayla olduğundan konuyu biraz daha açmak bi yurtseverlik görevidir.
Şöyle ki, bildiğiniz veçhile Türkiye bütçesinden milyonlarca dolar harcanarak bi deniz filosu halâ kurulamadı, bu ayıba daha ne kadar katlanacağız?
Başbakan kimi zaman kafasını dinlemek ister, etrafından kurtulup! N’apsın arabasıyla gezdirilsin diyelim kapılar yine kapanır, kazma kürekli olursa?
Evet Türkiye bütçesinden 60 kişilik bir yat ve 4 kişilik bir denizaltı muhakkak alınıp bu yoldaki açlık muhakkak doyurulmalı derim.
Ve bunlardan sonra Türkiye’yi yeniden inşa edelim, eyvallah...
Antalya/ Geyikbayırı Köyü 22 Ağustos 2013
Kaynak : Aydınlık Gazetesi
