GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ “BESMELEYLE BAŞLAYIP AYETLE” BATIRILMAK ÇABALARINA İZİN Mİ VERECEĞİZ EY CANLAR?
EY FAHRÜNNİSAGÜLSULTAN HAZRETLERİ İNADIN YÜZÜNDEN DEVLETİ 2 TRİLYON LİRA ZARARA UĞRATTIN VİCDANIN RAHAT MI?
Adam İmam hatipli ya, 8. Avrasya İslam Şurası’nın açış konuşmasına besmeleyle başlamış, sözlerini ayetle sürdürmüş ve şöyle demiş:
“Bizim için tek belirleyici İslam”
Ne diyelim, “Obama razı gelsin / razı olsun”
KADININ DERDİNE BAK, EY MİLLET!
Parmağında eşek kulağı kadar bir yüzük, yüzük renginde türbanı, karşısındakine derdini meramını anlatırken yakalayıverdim ak camda, konu askeri okullarda din dersi, uygulama olacak mıymış, olmayacaksa neden konmuşmuş Allah Peygamber dersi?
O koca yüzüklü parmağı ön planda, kameraman da meraklı ki parmağı sık sık adamın gözüne fışkırtıyor!
O Askeri Okul öğrencilerinin hepsi ya Ermeni, ya Yahudi, ya da Rum, yani Allahtan korkmaz Peygamberden utanmazlar. İslamiyetle uzaktan yakından ilgileri ilişikleri yoktur ol nedenle Genelkurmay Başkanlığı’nın da onayı ile bu gavur çocuklara da din dersi konduruldu.
Bir Yemen ağıdında dertli ana oğluna şöyle seslenir:
“Gank borusu er vurulur / Sen cahalsın uyanaman”
SABAH OLANDA...
Sabah ezanıyla kalk borusu vurulur vurulmaz herkes yataktan fırlar, bir iki dakikada yataklar toplanır. Sonra hep bir ağızdan “En nezafedül iman” diye bağırırlar, yani temizlik imandan gelir! Hepsi musluklara koşar, hoca astsubay nezaretinde abdest almaya başlarlar ki kimileri de hamama koşar “gusul abdesti” almaya.
GUSUL ABDESTİ DEMEK?
Şey demek... Nasıl anlatsam ki, şey, hani kimileri banyoya, kimileri de hamama koştular ya ...Gusul Arapçada Gasl’den gelirmiş, o gavur çocuklarına
öğretiliyor ki, dinimizde gusül bütün vücudun yıkanmasıdır buna “taharet-i Kübra” da denir, kısacası tüm bedenin yıkanmasıdır. Adı üzerinde genç, tatlı bir rüyada hatunla şey yapar, aman bee açıkça yazayım din dersindeyiz yani, genç cinsel ilişkide “cünüp” olur ve asteğmen hocaefendinin öğrettiği gibi “Niyet ettim Allah rızası için gusül abdesti almaya cünüplükten çıkmaya” der ellerini bileklere kadar yıkar, sonra “avret yerini” yani oralarını yıkar, ağzına üç kere su alıp gıgıgıııı yani gargara yapar, sağ elle burnunu yıkar durur ki solakların n’apacağı belli değildir!.. Vücutta bir iğne deliği kuru yer kalmayana kadar su dökünür ve vücutlarını ovalarlar, yetmez bi de göbek deliğini temizlerler siz hatunlar da küpe deliklerinizi, tamam mı?
ŞÜKÜR DUASI
Kahvaltı için şükür duası nöbetçi piyade Yarbay komutasında... Hepsi Başbakandan çok dindarlık yolundadır, Ramazanda iftar dahil, sahur için de her türlü hazırlık vardır evlerde... Bakarsınız çat kapı Başbakan gelebilir iftara!
Geçen Ramazanda bu şerefe Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Sayın Özer nail olmuşlardı... Önümüzdeki Ramazanda tahmin ediyorum ki sırada bir Korgeneralin kapısı var...
NETİCETEN!
Cenab-ı Allah’tan değil, iş bu yeryüzünde uzaaaak bir diyardan belay-ı muazzama gelir:
“Bu kadar Müslüman ordu cihana fazladır!”
Sonra n’olur? N’olacak a koca yüzüklü hatun, olacağı Hasdal Askeri Cezaevi... Maltepe Askeri Cezaevi ve dahi Hadımköy Askeri Cezaevlerine biner kişilik ek yapar AKP’li müteahhitler, sen sağ ben selamet!
Din derslerinin yerine getirilemeyeceğinden bu kadar kuşkuluysan oralara din dersi vermeye git, sevabın en büyüğüdür vesselam!
EY FAHRÜNNİSAGÜLHAZRETLERİ İNADIN YÜZÜNDEN DEVLETİ 2 TRİLYON LİRA ZARARA UĞRATTIN, VİCDANIN RAHAT MI?
Türbanı yüzünden devleti AİHM’ne şikayet etti; kocası Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olunca şikayetini hemen geri aldı. Dışişleri Konutu’na yerleşir yerleşmez Konutu kendi zevkine göre dayayıp döşemeye kalktı, kaç milyar gittiğini usanmadan sordum yanıt yok, olanları yazdım/ sordum durdum usanmadan, yanıt “yok” oldu!
HAYRÜNNİSAGÜLSULTANHAZRETLERİ CUMHURBAŞKANI EŞİ...
Onun yeri tarihi Çankaya Köşkü değil mi? Hayır orayı beğenmedi kendi zevkine göre bi şeyler yapmaya, müzelerden tarihi eserler almaya kalkıştı zar zor engelledik çok şükür, kanıtlar Aydınlık sayfalarında Pazar yazılarım...
BİR TUHAF GÜLÜMSEMELİ YANİ DAVUTOĞLU DIŞİŞLERİ BAKANI OLDU, ADAM İTFAİYE MEYDANI’NDAKİ OTELDE Mİ KALACAKTI HAYIR DEVLETİN DIŞİŞLERİ KONUTU’NDA!
Ahh... kaldı, eski bakan, yeni cumhurbaşkanı eşi Dışişleri Konutu’ndan çıkmam da çıkmam diye tutturunca adama yani yeni Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na yüzme havuzlu kocaman bir konut kiralandı kaça mı? Resmi açıklamaya göre ayda 49 bin 151.39 TL...
Dışişleri bütçesi dayanamayınca konut kirası Cumhurbaşkanlığı bütçesine bağlandı yani bu hatunun inadı fukara halka şimdilik 2 TRİLYON’a patladı! İleri sürülen/ sürülecek yanıtlar ise palavra...
2 TRİLYON, 2013 bütçe görüşmelerinde meydana çıktı, inanmayan tutanaklara baksın!
“OH FİKRET ABİ BE!..”
Telefonda ohlayan, Akdeniz Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölüm Başkanı kadim dost Prof. Dr. Fuat Bozkurt can idi... Nefes alışında nefes verişinde bir mutluluk vardı ki bu kolay anlaşılmaz... Anlamak için yıllarca telefonda konuşacaksın, Alevilik uzmanı olduğundan onca kitabının okuru ve birisinin kapağını yapacaksın vesaire...
Nasıl da rahatlamış... Nasıl da kıvançlı, “abi en nihayet partimi buldum, bugün İşçi Partisi’ne girdim” dedi.
Hoş geldin be Fuat hoca... Hiç de geç değil; darısı diğer aydınlar/ yurttaşlar hoş gelecekler safalar getirecekler vesselam...
DOĞU CAN, YORULMAYAYIM DİYE SİLİVRİ’YE GETİRİLMEME RAZI OLMAMIŞ “ANKARA’DA BULUŞURUZ” DEMİŞ...
İstanbul Çırağan Sarayı sergi salonunda açılan “Hoşçakal İstanbul” resim sergim için getirildiğim bu kocaman kent, 1943/ 1956 arası devamlı yaşam yerim oldu, yıllarca gelip gitmeler de sanki KDV’si!..
Sergi yıllardan beri ilk kez Filiz Otyam’sız, Saray’ın koca salonuna rahatça sığayım diye katılmadı, zira ona yakın satılmayacak çalışmam vardı birisi 36 yıllık, pırıl pırıl...
İstanbul denilen bu dünya kentinde “ilk sergim”, rahmet ve saygıyla andığım Adalet Cimcoz’un ünlü MAYA Sanat Galerisi’nde 1952 yılında, Hoşçakal İstanbul da 2012 yılında...
Nasıl da geçmiş onca yıl?
Silivri mahpusdamında olan dostlarımı gelecekte görecek miyim?
Kim karışıyorsa “O” bilir...
BIKTIM ŞU APO YAZISINI YAZMAKTAN!
İllallah ki illallah!
Kürt sorunu mu, evet Apo! Bunca Türk demeden Kürt demeden kanlara boğduran, ocaklara ateş düşüren Apo artık Kürt Mandelası olmak istiyor/ istetiyor! Durmayan hayınlıklar bu sonuç için ve AKP iktidarsızlığı kaba tabirle bu tongaya resmen alenen düştü! Apo şimdilik ev hapsi istiyor/ istetiyor, günlerdir şehit düşürmeler bundan!
Ev hapsi olunca n’olacak, sırtını kim keseleyip sabunlayacak, göbeğini kim kaşıyacak? Siperdeki bayan silah arkadaşları. Sıra tam afda!.. O da çıkar/ çıkarılır! Bir Kürt milletvekili istifa eder, ara seçimde Apo aday edilir...
Yemini Türkçe mi, Kürtçe mi edecek bunu bilemem!
Kaynak : Aydınlık Gazetesi