Şu heriflere bakınız bir daha, şu cübbeli, şu sarıklı heriflere, yüz akı İzmir’in ünlü gezinti yerlerinde çağın insanına/ insanlarına yaklaşıp pervasızca “sözle taciz” eyliyorlar!
Şu sarıklı şu cübbeli heriflerin kadınlarımıza buyruklarına da bakınız:
“...Başınızı örtün!”
“...Allah’ın yasak ve emirlerine uyun... Kuran öğrenin ve okuyun!”
“...Kızım senin kapanman lazım!”
“...Başınızı örtün!”
Şu sarıklı, şu cübbeli heriflerin erkek milletine de emirleri var!. Alın bir örnek yine Aydınlık gazetemizden:
“... Sağınıza, solunuza bakmayın!”
Şu sarıklı, şu cübbeli heriflerin sözle tacizleri aydınlık İzmir’in, güzelim ünlü Kordon’undan fotoğraflarıyla akıp geliyor!
Yani gazeteci milleti bunları görüyor! Diyelim fotoğrafcı milleti poz poz fotoğraflarını çekiyor...
EY AYDINLIK İZMİR’İN POLİSİ, SEN UYKUDA MISIN, UYKUDA MISIN? DEĞİLSEN NEREDESİN, NEREDESİN?
Gazetemizde, bu fotoğrafları yer alan Mehmet Emin Al arkadaşı yürekten kutluyorum bu fotoğrafları tarihimizde bir ibret belgesi olarak yer alacaktır. Bu satırları neredeyse yetmiş beş yıl fotoğraf makinesi/ makinalarla yaşıyan birisi yazıyor.
“ANKARA TÜRKİYE’NİN KALBİDİR” EY SERGEY YUTKEVİÇ, SENİ HEP RAHMET VE SAYGIYLA, SEVGİYLE ANIP DURDUM...
Cumhuriyetimizin kuruluşunun onuncu yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nden iki bakan ve sinemanın ünlü yönetmeni Sergey Yutkeviç ve ekibi, aziz Atamızın 10. yıl konuşmasını yapacağı Ankara Hipodrumu’ndadır nice ekip gibi... Parmak kalınlığında kablo Atanın konuşma yapacağı kürsünün altındadır tüm haşmetiyle! Nice yabancı film ekibinin o ip ince kibar kabloları da aynı yerde... Yıllar dostum Arif Keskiner SSCB’ne bir sinema heyetiyle gittiğinde Sergey Yutkeviç’le de tanışır ve Sergey o günü anlatır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, üstü açık bir arabayla gelmektedir, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak vardır. Dolma lastikli otomobil yaklaşmakta Sergey’in gözü vizördedir, yakınından gelen loların üzerinden bağrışmalara bakmaz, Atatürk ünlü 10. yıl söylevini yapmaya başlar, çekim seslidir.
Bağrışmalar, ahlar oflar öteki yabancı filmcilerden gelmiştir. Neden mi, neden olacak otomobil o dolma lastikleriyle kabloların üzerinden geçmiştir, tek etkilenmeyen Sergey ve ekibinin döşediği kalın kablodur... İşte aziz Atamızın 10. yıl söylevinin ta o günden bu güne gelen öyküsü...
Sergey, kendi ekibinin parmak kalınlığındaki kablosundan utanmıştır aynı işi yapan incecik kabloları görünce...
Gazi Mustafa Kemal’in, inanmışlarıyla bize armağanı Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türkiye Cumhuriyeti’nden çıkarma çabaları tüm hızıyla sürmede.
BİR ÖRNEĞİ DE SARIK BAŞLI, ŞALVARLI HERİFLERİN TÜRKİYE’NİN KALBİ, ANKARA’DA DA HAİN/ YIKICI AŞAĞILIK MARİFETLERİNİ CESARETLE GÖSTERMEDE!..
Ankara’dan gelip İzmir’de okuyan genç kızlarımız şu sarıklı, şu cüppeli heriflerin sözle tacize ne acı bir ekleme yapıyorlar aynen şöyle:
“BİZ ANKARA’LIYIZ. OKUL İÇİN İZMİR’DEYİZ. ANKARA’DA BU İNSANLARDAN ÇOK VAR. GENÇLERİ TOPLAR BİR ŞEYLER ANLATIRLAR...”
Neden şaşmalı ?
Cumhurbaşkanı İmam Hatipli!..
Başbakan İmam Hatipli!
Çare Türkiye’nin Kalbi Ankara’da.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk halkını bekliyor Anıtkabrinde.
Ne zaman mı?
Ey halkım, ey halkım “iki elin işte olsa” vur kendini bugün Ankara’ya.
Türkiye’nin kalbi Ankara...
Kaynak : Aydınlık Gazetesi