Gazi Mustafa Kemal’ci/ Cumhuriyetçi/ onu kuranlara katılanlardan, inananlardan bir aileden doğmuşum...
Her zaman saygıyla sevgiyle belirtirim “Cumhuriyet” bu canın üç yaş büyüğü ağabeyidir. Onun her ilkesine yürekten inanır, bir dediğini yıllardır ikiletmem...
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okurken bir yandan da iki buçuk yıl çalıştığım bir akşam gazetesinden ayrılıp Atatürkçü Falih Rıfkı Atay’ın Dünya Gazetesi’ne geçirildim, yakınlarda yitirdiğimiz Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Göğüş’e yardımcı olarak... Yazılar da yazıyordum, bir yazımın Atay’ın yazısının yanında yer alması babamı mutlu etmiş, mektubundaki “...bir gün doğru yolu bulacağını biliyordum” cümlesi usumdan çıkmaz. Vurdulu kırdılı gazeteyi beğenmezdi de!
Bunlardan neden mi söz ediyorum?
Gazetede Atay’la ve üç beş satırlık yazısıyla iktidarı dellendiren, bu canı Dünya çalışanı eden Bedii ağabeyle (Bedii Faik Akın, doksanı geçen ellerinden öperim) neredeyse bütün gün birlikte olmak kazancımdı.
İsmet İnönü İstanbul’a her gelişinde Dünya Gazetesi’ne muhakkak uğrar ve kapıdan girerken ünlü narasını atardı:
“Faliiiiiih, kahvemi söyleeee”
Atay’ın odasına girer ve geçmişten gelecekten ve olanlardan oluşan “muhabbetin” bitmemesine dua ederdim.
Paşayı hiç sevmeyen ünlü ihtilalci “Hasan Amca” gazete çalışanı idi ve gazetede yatıp kalkardı. Gelmesi için haber salınınca yavaşından küfürlerini sanki ezberlemiştik, o bizim anı küpümüzdü ve güzelim “Nizamiye Kapısı/ Yarıda Kalan İhtilal” kitaplarının yazarı... Ankara’ya her gelişinde bizde de kalır, üç yaşındaki Elvan kızımızı tepesinden indirmezdi...
“Hasan Amca”mı ve Atay’ı saygıyla anıyorum.
DÜNYA’DAN CHP YAYIN ORGANI ULUS GAZETESİ’NE!
1956, yedek subay öğretmenim Ankara’da... Sık sık İstanbul’a gidiyorum elbette gazeteye de. Bir gidişimde işimin azlığından yakındığımda, Atay “Bedii” demişti, “Kasım gelince söyleyelim Otyat Bey Ulus’a yardım etsin” Atay’a göre soyadım “Otyat” idi, Ankara Temsilcimiz Oktay Ekşi bana hâlâ “Otyat bey” der, mutlu olurum...
Ecevit’in talimatını Yazı İşleri Müdürü nakletti, geceleri çalışmaya başladım, terhis oldum ve Atay’a Ankara’da kalmak istediğimi söyleyince “Ne zaman istersen gel odan hazır” yanıtını almıştım.
1957, artık Ankaralıyım...
TAAAAA 1961’E KADAR ULUS’TA...
Kasım Gülek Genel Sekreter... İsmet Paşa’nın damadı Metin Toker’in karşı komşumuz Akis Dergisi tutturdu, “Allahlık Ulus” diyen haksız yazılara... Arkadaşlar neredeyse “dövme” girişimleri planlıyorlar, zor tutuyorum, Vatan Gazetesi’nden Hatay Milletvekili İhsan Ada başımızda, sıkıntımızı anlatıyorum, bin dikkat bir yanıt İhsan Ağabey’in saatlerce süren titizliği sonucu yazıyı temize çektim, Kasım Bey, “böyle olursa” evet demiş... Kabullendik. Kibar yazı çıktı. “Allahlık Ulus” sataşmaları bütün haksızlığıyla sürüyor ki, “yeni bir yazıyla yanıtı” yeğledim bir yanıt daha yazdım sansürsüz...
Parti Meclisi acil olarak toplandı, “Ulus ailenize çatıyor, küfrediyor, hakaretler ediyor Paşam” demişler sabah sabah!. Öğreniyoruz ki Paşa yazıyı daha okumamış ama Gülek ne ettiyse nafile sonuçta artık Genel Sekreter değil ve dahi parti adına Ulus’un sahibi de!
HEY KOCA HÜSEYİN CAHİT YALÇIN!
Yeşil mürekkepli, eski yazılı başyazısını emektar Hakkı Hoca daktilo eder bana verirdi, hep “melemeket” yazardı memlekete! Yazı İşleri Müdürü mahpus damında, yazıyı okur notlar alırdım nelerin basın kanuna aykırı olduğunu. Telefon edip anlatırdım ve telefon “Ne icap ediyorsa öyle yapın”la biterdi.
BAŞYAZAR KARAOSMANOĞLU PAŞA’YA GÖNÜL KOYUYOR!
Çok severdim, evi yolumun üstündeydi sık sık uğramamı isterdi. Eşinin yaptığı kahveyi içerken, anlattıklarını can gözüyle dinlerdim.! 1960 Ak Devrimi’nde kayınbiraderi Zafer Gazetesi Başyazarı Burhan Belge de “içeri” alınmıştı. Öğrendiğimize göre İsmet Paşa’nın “ilgisiz” kalmasına kırılmış ve yazılarına ara vermişti.
TÜRK DİL KURUMU ÖDÜLLERİNİ ORHAN KEMAL VE NECATİ CUMALI KAZANMIŞTI
Törene İnönü de geldi, ödül sahipleriyle bol bol fotoğraflarını çektim. “Yakup Bey”i ön sıraya oturttum, tören başlamamıştı, hemen yakınındaki İnönü’ye “Bakın Paşam burada kim var?”
Paşa bir “Oooo” çekti, hemen yanına buyur etti. Yıllardır konuşmamış gibiydiler, bu, barışmaydı.
1961 YILINA KADAR CHP’DE YAŞARKEN...
Tüm güzellikleri, tüm pislikleri, çekişmeleri, iki yüzlülükleri, partiye ölesiye adanmışları, üzgünleri, küskünleri, yılmazları, akıl almaz hizipleşmeleri, çekememezlikleri, parti içinde tüm olanları anımsadım yarım asır evet yarım asır önce olanları. CHP’nin yapacağı iki kurultayda bakalım dedim neler olacak?
Hayırlara gele...
AKP İNANDIĞI/ PLANLADIĞI YOLDA COŞKUN ADIMLARLA İLERLİYOR!
Daha, düşmanım demiyor ama Türkiye’yi Türk kimliğinden silkelemek için her şeyi yapıyor hem de göz göre göre!
“Muhafazakar, demokrat dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” diye haykırıyor “vecd” içinde! İmam Hatip’çi oluşanlardan başka ne beklenirdi, elbette böyle olacaktı ve evet göz göre de olduruluyor!
ALEVİ ÖRGÜTLERİ
“Eskiden” diyorlar “gizli kapaklı yapılanlar şimdi aleni yapılıyor”.
“ADIM ADIM”
Ulusal Eğitim Derneği Genel Başkanı Nazım Mutlu da AKP iktidarının son dönemdeki hedefinde milli bayramların bulunduğunu öne sürerek şöyle diyor:
“Adım adım milli bayramlar yasaklanmaya çalışılıyor. Bütün milli bayramlar kaldırılmaya çalışılıyor. Okullarda Kurtuluş Savaşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabı kaldırılıyor. İlkokullarda Arapça dersi konuluyor... Eski Milli Eğitim Bakanı ‘Atatürk’ün sözleri ayet mi?’ diyor. Eş zamanlı olarak Başbakan ‘dindar gençlik yetiştireceğiz’ açıklaması yapıyor. Bunların hepsi bir paketin parçaları. Hedefte Cumhuriyet ve Atatürk var.
Üstelik saldırılar giderek pervasızlaşıyor.”
Eski bakan, “Atatürk’ün sözleri ayet mi” diyor... Adama bakın, adama bakın daha bellememiş!
İKİ CHP KURULTAYINI DA ELLİ YIL SONRA!.
Merakla bekliyorum, bakalım değişik “bişey” var mı?
Hayra gele!
Antalya, 7 Şubat 2012
Kaynak : Aydınlık Gazetesii