EY MUHTEREM CUMHUR DEVLET REİSİ RECEP
TAYYİP, TARİHİ ÇANKAYA KÖŞKÜ’NÜ İKİ DUDAK ARASINDA ‘BAŞBAKANLIK’ YAPIVERMEK BAŞTA BU CUMHURİYETİ TÜRK ULUSUNA BAĞIŞLAYAN O EŞSİZ İNSAN, ‘GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE
YANDAŞLARINA’ BU KOCA ULUSU ORADAN
YÖNETENLERE EN BÜYÜK SAYGISIZLIK, BUNA RAZI GELMEK / GÖZ YUMMAK ‘ÇANKAYA RUHUNA’
S EN EY BAŞVEKİL DE, BU TARİHİN ÜZERİNE EMİR KULU GİBİ ÇIKIP OTURACAK VE TARİHE
GEÇECEKSİN HA?
“Çankaya”yı silme planı en “usturuplu” biçimde uygulanıyor!
Hazret “Çankaya Köşkü”nü bir süre daha kullanacak bir “İmam Hatipli” olarak bunun hıncını çıkaracak anlaşılan!
Çıkaradursun bu ara “Atatürk Orman Çiftliği”nde (AOÇ) tüm olmazlara karşın diktirdiği Başbakanlık Binası AK-SARAY’a taşınacak! İki dudağı arasında da Cumhurbaşkanlığı binası ile diğer konutlar da Başbakanlığa devredilecek falan dedi.
Gün gelecek Cumhurbaşkanlığı’nın bütünüyle AOÇ arazisindeki binalara taşınmasının ardından, Cumhuriyet henüz ilan edilmeden Atatürk tarafından kullanılmaya başlanan Çankaya ve Cumhuriyetin ilanından bu yana devletin en tepesinin çalışma yeri ve ikametgahı olarak kullanılan Çankaya Köşkü Başbakanlığa geçirilecek ve kutsal bu yer İman Hatip’li 2 tarafından tarihten silinecek öyle mi, ey millet öyle mi?
EN GÜVENLİ KONUT ‘SUBAYEVLERİ’
Severim Ankara’yı, Hanlarında/ Otellerinde çok yatıp kalktım. 1955-1979 arası her yerinde gezip dolaştım ama hiç bi zaman “zabitanla” burun buruna yaşamadım. Yedek subaylık ayrı, meğer en güvenli konut oradaymış... Başbakan olduğumda orada ev tutacağım sözüm söz!
ULAN DEDİM KENDİME,
BUNDAN SONRA NERELİ
OLDUĞUMU SORANLARA
NASIL ‘AKSARAY’LIYIM
DİYECEĞİM, EY MİLLET?
Seksensekiz’den üç çıkar, seksen beş yıldır “Aksaray’lıyım” der dururdum övünerek, şimdi ayıptır yazması nasıl Aksaray’lıyım diyeceğim n’olur akıl verin ey millet, ey millet?
Ulan diyorum kendi kendime inkardan da gelemem bilmem ne kadar rakamlı “kafa gösterir” şıp diye çıkar ceket koyun cebinden ya da çantalardan!
AKSARAY DERDİNE DÜŞMÜŞÜM!
Asıl derdim Gazi Mustafa Kemal Paşamın Çankaya Köşkü... Köşkün içinde değerli bir müze var, bu müze ne olacak?
Ey sayın Anıtlar Yüksek Kurulu? Köşk anıt sayılmaz mı?
Köşk birinci dereceden tarihi eser sayılmaz mı? Gerçi inanın konu bu değil asıl konu tarihsel Çankaya Köşkü’nü de yok etmek.
Neden olacak İmam Hatipli Devlet Başkan Cumhuru, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç sevmez!
AYRINTIYA HİÇ GEREK YOK!
İşi günlere/ haftalara/ aylara yayarsınız, konuyla ilgili kurumları bir birine düşürürsünüz, bu arada iki dudak arasındaki buyruk yani Atamızın tarihi Çankaya Köşkü Başbakanlık oldurulur ve böylece bir tarih Çankaya’da toprak edilir!
EY EY SİZ ÇANKAYALILAR,
ÇANKAYALILAR! ÇANKAYA KÖŞKÜ SİZİN DE TARİHSEL
MİRASINIZ DEĞİL Mİ?
Sözüm salt Çankayalılara değil.
Sözüm tüm yurttaşlara, kurumlar ve kuruluşlara bu oyunu bozmak onların boyunlarının borcu olmasın mı?
Bu iş iki dudak arasında bi uyrukla olmaz diyorum bu konuyla ilgili kurum ve kuruşlar onlar ne diyor acep ey millet, ey millet?
Suskunluk bi İmam Hatipli’ye yarayacak.
Razı mısınız ?
İHANET SAYILMAZ MI, EY MİLLET? FAZIL SAY VE SERENAD BAĞCAN KARAÖZÜ KÖYÜNÜN YERİNİ GÖĞÜNÜ İNLETTİ DURDU!
Fazıl da, Bağcan da, Karaözü köylüleri de, konuklar da 6 Eylül 2014 Cumartesi gününü kolay unutmayacaklar...
Nasıl unutulur? Dünyaca ünlü piyanist ve bestecimiz Fazıl Say ve Serenad Bağcan o tarihte Kayseri Karaözü Köyü’nde yeri göğü inlettiler.
Karaözü Fikret Otyam Kültür Evi’nin çağrılısı olarak köye gelen sanatçılarımız Fazıl Say ve Bağcan, dünyaca ünlü yazar Orhan Kemal, unutulmaz şairler Oktay Rifat ve Orhan Veli’nin doğumlarının 100 üncü yılını, büyük köy alanını dolduranlarla birlikte konserleriyle kutladılar andılar...
VEFA’NIN ÖLMEDİĞİNİ GÖSTEREN ÖRNEK...
Nedir Kayseri’nin Karaözü? Nedir gazeteci Fikret Otyam’la ilgisi, kısaca anlatayım şimdi...
1963 yılı, Cumhuriyet Gazetesi’nde büyük bi yazı dizim var Kayseri’ye de değinen burada Karaözü diye bi köy varmış. Cumhuriyet gelende erkek, kadın kız, delikanlı kocamış taşlar taşıyıp kocaman bi mektep yapmışlar hükümete müracaat edip mektebe muallim istemişler. Bu bana yetmişti.
VEFA... EY VEFA, SEN NE GÜZELSİN...
Baharın yollardayım gazetem Cumhuriyet için atmışlı yıllar falan...
ATATÜRK PAŞASI...
Her yerde “Atatürk Paşası” diye paşadan söz edildiğine tanık oldum. Bu Doğu Menzil Komutanı Faruk Güventürk idi. Atatürk paşasını ziyaret ettim. O’na Karaözü köyünü büyük bi coşkuyla anlatınca heyecanlandı, “Ben de seninle geliyorum” dedi.
Yollara düştük ne ki paşanın cipi Karaözü’ne 16 kilometre kala çamurlara gömüldü, zar zor ters yöne çevirdik vedalaştık.
Yazımda Karaözü geniş bi yer tuttu, övülecek...
VEFA... VEFA...
Ali evlatlarından Faris ve Nazım Kılıç canlar tüm inadıma karşın bi yıl içinde köyün en güzel yerinde taşlardan Fikret Otyam Kültür Merkezi’ni, altında da Fikret Otyam Sokağı’nı yaşama geçirdiler.
BU CAN KARAÖZÜ’NE BAKIYOR!
Ünlü heykeltraş Metin Yurdanur 1960’ların Fikret Otyam’ını dikti köye...
O 6 Eylül de sevgili Ahmet Say, usta şairlerimiz Orhan Veli, Oktay Rıfat, Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı oğlu Işık Öğütçü de babası Orhan Kemal’i anlattı. Bu can da konuşmasında yine dayanamayıp Orhan Kemal’in ölümünden sonra yazdığı beş yüz sayfalık kitabından alıntılar yaptı.
Böyle güzel bir yaşam herkese kolay gelmez. Faris Kılıç ve Nazım Kılıç’ın konuşmaları güne damgasını vurdu. Fazıl’a ve Seranad Bağcan’a bir teşekkür yeter mi ola?
Merhaba Karaözü köyüm merhaba, merkezde 3 yıl sonra da bir unutulmazı yaşadık. Bunları sağlayan Kılıç kardeşlerin o büyük ilgisi nasıl unutulur. Sponsor Ekin Gümrük Kılıç kardeşlere teşekkürler...
Antalya, Toroslar, Beydağları, Geyikbayırı Köyü, 11.09.2014
Kaynak : Aydınlık Gazetesi