Ey AKP, Ey TC Başkanı ve BOP eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ey 'kardeşi Barzani', Ey içleri sızlayan AKP'li canlar,
Ey sesi soluğu çıkmayan TC Genelkurmay Başkanlığı: 'Türkiyemizi böldürmeyeceğiz'
ÜLKEMİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN AKP İKTİDARINDA PARÇALANMASINA BİR ADIM DAHA ATILDI/ ATTIRILDI!
UYANIN EY MİLLET, UYANIN!
PARÇALAMANIN ADI: 'YENİ BİR TÜRKİYE'İMİŞ!
DÜNE KADAR 'KALLEŞ' DENİLEN BARZANİ'Yİ 'KARDEŞİM' DİYE BAĞRINA BASAN T.C. BAŞBAKANI RECEP TAYYİP... ZAMANIN DIŞİŞLERİ BAKANI A.GÜL DE BARZANİ'NİN AĞIR SÖZLERİ İÇİN 'BARZANİ CEVABI GÖRECEK' BUYURDUYDU!..
'KALLEŞ BARZANİ', CEVABI DİYARBAKIR'DA GÖRDÜ VE DEDİ Kİ:
'DİYARBAKIR'DA KÜRDİSTAN BAYRAĞIYLA KARŞILANACAĞIMI RÜYAMDA GÖRSEM İNANMAZDIM'
BİZ YURTSEVER TÜRK HALKI DA OLANLARI RÜYASINDA GÖRSE İNANMAZDI!..
Başbakan Recep Tayyip'e, T.C'ye, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e düne kadar demediğini komayan Barzani, bizzat Recep Tayyip, Şivan Perwer, İbrahim Tallıses, AKP'li alkışçılardan oluşan göstericiler kendi hesaplarını gerçekleştirdiler...
Yine düne kadar bebek katili, otuz bin cana kıydıran lâkaplı Abdullah Öcalan, bu işlerde azıcık kenarda kaldı ama öcünü aldı ve söz sahibi olduğunu bi kez daha yaşattı!
DİYARBAKIR'DA İKEN!
1953 yılında, aziz Atamızın yakını Falih Rıfkı Atay'ın Dünya Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Göğüş'ün Yardımcısı ve yazarı olarak Diyarbakır'dayım. Konuksever halkla kaynaşıverdiydim. Bazı avukatların çağrılısı olduğum yerdeyim, kafalar bulunurken aklımda kalanlar, o avukat canlar birbirine "Muhterem Adliye Vekilim, bardağı uzatır mısın" , "Ey Maarif nazırı bu kaçıncı kadeh", "Ey dahiliye vekili şey içişleri bakanı kavunu uzatıver" gibilerine takılıp durdular içme boyu, aklımdan çıkmaz!
TASTAMAM 62 YIL ÖNCE DİYARBAKIR TREN İSTASYONUNDA İLK KAMPANA VURULANDA İKEN!
Ankara Radyosu teknisyeni Mücahit arkadaşa 'aleti çalıştır' demiştim açık pencereden bakar iken, alet de ha aletti ha, pil ile, elektrikle bi de aküyle mi çalışan lenduha bir ses kayıt aleti idi, büyük makara bantlı... 62 yıl bu dile, yazmaya kolay, kestirmeden anımsatıvereyim...
Makara dönmeye duranda "ey bu ülkeyi idare edenler sözüm size..." diye başlamıştım içimden geldiği gibi... "Ey bu ülkeyi idare edenler sözüm size... On dokuz gündür olanları işittiniz, bu halkın üzerine kılınçla gidiniz ama sevgi kılıncıyla yoksa bayrağımız ve haritamızın şekli değişir!"
Bu 20 günlük 30'ar dakikalık röportajlarım, Yassıada Mahkemesi'ne ara verildiğinde aynen ama aynen yayınlandı! İktidarda 27 Mayıs Hükümeti var idi üstelik!..
Montajını yapıp yayına hazırlamıştım ama içime bir kurt düşmüştü,o son sözlerimden başıma/başımıza bi iş neden gelmesindi, Program Müdürü sevgili Mahmut Tali Öngören ve bu cana?
Komite adına bana bu olanağı sağlayan Komutan o candan adam "Suphi ağabey" yani Suphi Gürsoytrak'a telefon edip kuşkumu anlattım, gülüverdi, "Radyo Müdürü Komutana emir verildi merak etme aynen yayınlanacak" dedi, ama ısrar edince ertesi gün bir kurulun geleceği saati verdi.
Bir emekli general iki merkez valisi geldiler. 20 kutu ikiye ayrılmış dinleti cihazı önündeydi, bi de daktilonun başında bayan. Kaç dakikalık olduğunu sordular, "efendim son günün programı 30 dakika"... Bitti, konuştuk kuşkumu...
Sonuç:
"Ne var bunda? Uygundur"
Daktilo başında bekleyen görevli söylenenleri yazdı, imzalar atıldı ve röportajlarım davul zurnalı Barak havasıyla başlar olduydu.
Ve askerler gitti, sevgili Milli Emniyet'imiz üç yıl bu canın her şeyini izler oldu görevleri gereği...
Bana bu röportajların armağanı ne mi oldu:
'KÜRTÇÜ/ KOMÜNİST!'
Eyvallah deyip kabul ettim vesselam!
BARZANİ BÜCÜRÜ BAKIN NE DEMİŞ:
"...Her Kürdün gönlünde olduğu gibi benim gönlümde de Diyarbakır, aziz bir kenttir, önemli bir kenttir."
Ey can okur, eski deyimle "tevellüt"üm yani doğduğum yıl 1926 göktanrıya yakın, ama sizler yazının o bölümünü kesip saklayın.
TC Başbakanı ve BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "aziz kent" Diyarbakır için aşağı yukarı aynı şeyleri demişti.
Ve dahi TC Başbakanı BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip ilk kez şu sözcüğü kullanmış:
"Kürdistan!"
Bunu da yazın bi tarafa...
EY AKP, EY TC BAŞKANI VE BOP EŞBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, EY 'KARDEŞİ BARZANİ', EY İÇLERİ SIZLAYAN AKP'Lİ CANLAR, EY SESİ SOLUĞU ÇIKMAYAN TC GENELKURMAY BAŞKANLIĞI:
'TÜRKİYEMİZİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ'
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Özbey AKP-PKK iktidarının Türkiye'yi bölme harekatına tepki göstererek "Artık bu iktidarı yıkmaktan başka çaremiz yoktur" dedi.
Yalan mı?
İşte son örnek Diyarbakır'da olanlar...
ŞU, 'KALLEŞ' DEDİKLERİ BARZANİ'DEN: 'ERDOĞAN VE ÖCALAN'I TAKDİR EDİYORUZ'
İster inanılsın, ister inanılmasın Otyam'ı takdir ediyoruz demelerine muhatap olmaktansa ölümü yeğlerdim!.. Gerçeğe Hü (Hu)
AYDINLIK GAZETESİ GENEL YAYIN MÜDÜRÜ SN.MUSTAFA İLKER YÜCEL, BİT KADAR HARFLERİNİ İNAT EDİP YENDİM!
Ey sevgili okur siz hakem olun, şu Aydınlık gazetesinde yeni gençler var... Bunların başında Genel Yayın Müdürü Mustafa İlker Yücel geliyor. 19 Aralık'ta ayıptır yazması yazıyla seksen sekiz, rakamla 88 yaşında olacağım gök tanrının izniyle... Bu can yaşında olanlar acıyı bilir gözlerini çoktan bozduklarından naşi yedek yardımcı göz, yani gözlük denilen şeyi kullanır iyi kötü. Bu satırların yazarı da onu kullanır sözüm ona, şu Aydınlık denen derginin/ gazetenin otuz üç yıldır içindeyken gözler ferini de yitirdi, gözlükle bile kendi yazımı zar zor okur oldum iyi mi? Göz doktorum "son gözlük bu" diyordu durmadan bayan doktora ne diller döktüysem nafile, eşim Filiz tanığım.
ÇARE TÜKENMEZ İMİŞ!
Yine altı ay sonra sözleşme gereği doktorumdayız ama doktorum yoğun bir ameliyattan sonra ayrılmış, bir başka doktor bakacakmış...
Doktor Aylin Koç'a derdimi anlatıyorum gazetede kendi yazılarımı bile okuyamadığımı acıklı sözlerle!
Bugün 21 Kasım Perşembe, saat tastamam on... Gazetelere göz atılmış, okunan okunmuş!.. Neyle mi? Neyle olacak ya Hu gözümde yeni gözlüğüm var! Sol göz iyice, sağdaki adı üzerinde sağdan umut yok, umut yok. Sola az takviyeli cam. Sağdakine ise sanırım pencere camı takıldı!
EY GENEL YAYIN MÜDÜRÜ İLKER YÜCEL, İLKER YÜCEL!
Gördün mü bu 87.90 yaşındaki moruk yazarın, sayın Aylin Koç doktor sayesinde kendi yazısını okur oldu vesselam! Sen hâlâ biz yaşlılara bit kadar harfleri reva gör...
YAZIMA KALDIĞIM YERDEN DEVAM EDİYORUM BAKİ SELAM...
'DÜN KALLEŞTİ BUGÜN KARDEŞ'
Bizimkiler Barzani'ye "KALLEŞ" dediklerini unuttular ki o, "KALLEŞ" Barzani'yi kardeş diye bağırlarına bastılar!
'ULAN'
TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yekten teşekkür ediyorum şu "ULAN" sözcüğünü o veciz konuşmasında yekten kullandığı için! Oh beee!
BİLİRSİNİZ BU CAN DA KİMİ YAZILARINDA BU ULAN SÖZCÜĞÜNÜ 'ULAN DEDİM KENDİ KENDİME' DİYE KULLANIRDI. BUNDAN KELLİ BAŞBAKANIM GİBİ YEKTEN ULAN DEYİP YAZACAĞIM TÜM TC SAVCI VE YARGIÇLARIN DİKKATİNE ARZ EDERİM.
Nerden aklıma geldi veciz sözüm:
'NEDEN ÖLDÜRMELİ SEVMELİ DEĞİL?'
1950 yılında başlayan ve 2.5 yıl süren Adliye-Polis muhabirliği yaptım, güya sanat yazıları yazacaktım, cinayetlerden burnuma kan koktu!.. Öldürmek!.. Öldürmek!.. Öldürmek! "Sarıyer Cinayeti" yazımlarım günler sürdüydü. Sevim Başak adlı genç ve güzel kız öldürülmüştü... O, günler süren yazımlarımda aklıma düşüverdiydi "Neden öldürmeli sevmeli değil? Sözcükleri...
Severim o ulu ozan Karacaoğlan'ı, bu dizim de sanki Karacaoğlan ayağı... O güzelim ulu ozanın da içimi yakan şu dizesi :
'BİR KIZ BANA EMMİ DEDİ NEYLEYİM?'
Ulu ozan... Çeşme başı... Güzel bir hatun çeşme başında... O, omzunda sazı olanını görünce "emmi buyur" der ve ulu güzel ozanın ciğerine işler emmi denmesi...
NEDEN?
Emmi,amca yani!
'Bir kız bana emmi dedi neyleyim" dizesi dökülür deyişine, çaptan düştüğünü iyice anlar, neylesin?..
BARZANİ... AVAZLARINI ÇOK SEVDİĞİM ŞİVAN PERVER... TATLISES... DİYARBAKIR... KÜRDİSTAN... RECEP TAYYİP... GÖZLÜK... BİT KADAR PUNTO FALAN DER İKEN...
"YA RAB" sözcüğü düştü aklıma,Ya Rab'lı şiir hangi ustanındı, utanıyorum yazmaya, anımsayamadım, bağışlana...
İçinde "YA RAB" olan bir başlık atıverdim bu yazıya:
"BİR OY UĞRUNA YA RAB NE İLKELER BATIYOR"
Öğünmek gibi olmasın ama, şiirsel tümceler kurmaya bayılırım ustalardan karışık... "Neden öldürmeli sevmeli değil...", "Bir oy uğruna Ya rab ne ilkeler batıyor" gibilerine, iyi mi?
BİZİMKİNDEN GÜZELİM, UMUT DOLU BİR BAŞLIK:
'VATAN EYLEMLERİ BAŞLIYOR'
"Tayyip Erdoğan-Barzani kucaklaşmasıyla yürürlüğe sokulan federasyon planlarına tepkiler çığ gibi büyüyor. Yurttaşlar yurt çapında meydanlara çıkmaya hazırlanıyor."
BİRDENBİRE NEDENSE İÇİMDEN GELDİ, DİMDİK DURANLARDAN TUNCAY ÖZKAN'A YÜREKTEN SELAM EDERİM...
Kaynak : Aydınlık Gazetesi