Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

37 YIL GEÇMİŞ ARADAN, DEĞİŞEN NE VAR SÖYLER MİSİNİZ?

04.01.2013

Yaşayanlar bilir, o yıllarda polisimiz beyaz kasklarla donatılmıştı, halkımız hemen yakıştırdı “Frukolar”! Bir içim adı ve kapağı!

37 yıl önce yaptığım bu resmi olduğu yerden geçici olarak alıp, İstanbul’da açılan “Hoşçakal İstanbul” adlı sergime koymuştum... Bir sergi daha...

VEFANIN ADINI KOYDULAR

Zarfların içinde şu davetiye var:

“Kültür sanat kenti Antalya’yı, yeni bir sanat galerisine daha kavuşturmanın gururunu yaşıyoruz.

Kapılarını Filiz-Fikret Otyam sergisiyle açacak olan Demirciler İçi Fikret Otyam Sanat Galerisi’nin açılışında sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarım.

Prof. Dr. Mustafa Akaydın

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı

5 Ocak 2013, 15.00 Demirciler İçi”

BU 37 YILLIK TABLOMA BAKAN ANTALYALI HEMŞERİLERİM DE

İnanıyorum, değişen ne var diyecekler bakarken!..

Yani Türk polisine emir verenler “FAŞİZME HAYIR” diyenlerin üzerine coplarla gider oldular... Başları Frukolu polisler mavi araçlardan inip kısaca “Faşizme Hayır” diyen öğrencilerin, buna katılanların kafalarına indiriyorlardı copları, tekmeleri, kızların uzun saçlarına asılıp yerde sürüyorlardı.

PANKARTLAR HEP “FAŞİZME HAYIR”LARLA DOLUYDU...

Gazetecilik yıllarımda, bu kafası Frukolu, elleri acımasız copluların ve tüm direnen/ haykıran dayak yiyen gençlerin fotoğraflarını da çeker olmuştum acıyla/ isyanla, salt fotoğraf mı hayır, laflıyordum da ötede duranların kimisiyle, onu, onu nasıl nasıl unutabilirim?

Feryatlar... Haykırışlar... Pat kütler göklere yükseliyordu ve ötede bekleyenlerden birisinin, bir Frukonun çaktırmadan ağladığını görmemle, sanki olanların fotoğraflarını çekerken yanına yaklaşmışım gibi oldum!.. O gözlerini siliverdi yan dönüp, ama yine de göz göze geldiydik...

BU GÖZLER GÖRDÜ, BİR FRUKONUN EVET BİR FRUKONUN ÖTELERDE OLANLARA AĞLADIĞINI GÖRDÜ NASIL UNUTURUM?

Cumhuriyet gazetesinden olduğumu öğrenince rahatlamıştı. Dertleştik, bu kadar şiddete katılmadığını, insanlığın ölmediğini, barış diye de bişeyin olduğunu söylerken de gözleri yaşlıydı... Ekmek, bu giysiden bu Frukodan geliyordu ahırımsı eve. “Neyleyim abi, neyleyim sallayın copu diyorlar, emir bu... Şuralarda bekleyenlerin çoğu benim gibi Alevi; içimiz almıyor ama neyleyelim gazeteci ağabey neylesek boş!”

Tablomda arkası dönüklere bakar mısınız?

POLİSİMİZ ARTIK AĞLAYAN DEĞİL, EN ACIMASIZCA AĞLATAN! ÇAĞIN VURUCULARIYLA DONANIMLI!

Frukolar zamanında basınçlı su sıkan araçlar yoktu, değdi mi adam deviren!.. Hele hele o insanlık dışı göz yaşartıcı bombalar, hele onlar ortalığı savaş alanına çeviren! Kadın, kız, çoluk çocuk, gözleri zaten az gören ihtiyar, anasının kucağında iki üç aylık bebe fark etmez, nasibini alan!

Durmadan haykıran öğrenciler aydınlıktan, barıştan yana ol nedenle yedikleri cop!

Atatürk devrim ve ilkelerini yılmadan savunan, cumhuriyet gençleri, bunları savundukları için coplanan, mevsim kışmış denmeden o basınçlı sudan nasibini (!) alan ve yetmezmiş gibi o acımasız hain göz yaşartanın içinde kalan gençler; kız erkek!.. Ve karakolluk edilen!

EY ADALET BAKANI... EY ADALET BAKANI, MAHPUS DAMLARINDA KAÇ ÖĞRENCİ VAR, AÇIKLAR MISIN?

En ufak bir haykırışa, haykıranları kat kat üstünde donanımlı polisler coplu, tekmeli, göz yaşartıcı bombalı ve basınçlı sulu! İşte son zamanlarda görülen acı manzara!

BİR ÜLKENİN BAŞBAKANI BİR YERE ÜÇ YÜZ BEŞ YÜZ TAM DONANIMLI POLİSLE GİDER OLDUYSA DEMOKRATİK ÜLKELER BUNA POLİS DEVLETİ DAMGASINI VURURLARSA ŞAŞACAK NE VAR ?..

BOP Eşbaşkanı AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlarda “TEK ADAM” hırsına düştü tek adam Tayyip Erdoğanlı Türkiye Devleti!

Şu 4+4+4 virüsüyle ülke allak bullak, okul artık mekteptir... Mektepte kız talebeler başları bağlı... Kimi mekteplerde derslere Kuran okumakla başlanıyor! Türban devlet dairelerinin de başına sarıldı gerisi gelecek!

“İMAM HATİPLERE DOĞRU”

“Antalya Eğitim-İş Şube Başkanı Mehmet Balık tüm okulların İmam Hatip’e dönüştürülmeye çalışıldığını, laik ve çağdaş eğitimden hızla uzaklaşıldığını, okullarda cami imamlarının görevlendirildiğini söyledi”

TABLETİ OLMAYANLAR YOZGAT DAYILI KÖYÜNÜN CAMİSİNE MARŞ MARŞ! 180 VAKİTTE... GERİSİ AŞAĞIDA!

İmam Cebrail Öztürk, 180 vakit camiye gelen çocuklara tablet bilgisayar hediye edeceğini açıklamış, iyi mi?

İmam Cebrail namaz vakitlerini ders saatlerine göre aldıysa mesele yok... Varsa, Dayılı köyü okulu müdürü de ders saatlerini namaz saatlerine göre ayarlarsa hepsi resmen ve alenen cennetlik!

KUPONLU NAMAZ!

Öztürk “Her vakitten sonra çocuklarımıza birer kupon veriyoruz. Tablet bilgisayarı almak isteyen 50 öğrencimiz 180 vakti tamamlamak için sabah namazı dahil akit namazlarının çoğunu camide cemaatle kılıyor” demiş... Tabletin adedi 1.500 TL. Bu tablet değirmeninin suyu nereden akıyor imam efendi?

Allah kabul etsin!

İLLA AMA İLLA ÜÇ ÇOCUK!

Bir evladını zor besleyenlere Başbakan emri, “üç çocuk yapınız”ı aklınız alıyor mu?

Yalak olmayan televizyonlara bakınız, ekranlar hep hak arayanlarla dolup taşıyor, ekranlar pankart ekranı oldu/ olduruldu! Sözün kısası bu iktidara karşı durmalar mı Başbakanı üç yüz polisle gezdiriyor!

Artık üç yüz polisle gezebilen Başbakan Erdoğan yine tutturdu “illa üç çocuk!”.

Valla ayıptır söylemesi hele hele yazması, Başbakan elin şeylerine de karışır oldu diye düşünürken, bu karışmanın nedenini nihayet açıkladı: “Türkiye nüfusu ihtiyarlıyor”muş, nasıl rahat ettim anlatamam, Başbakandan özür diliyorum vesselam...

“SAVAŞÇILARLA SEVİŞİN” FETVASI!

S. Arabistan’da cihat yanlısı tutumu, cinsel yasaklarıyla ünlü Kral Fahd Deniz Akademisi Camisi İmamı Şeyh El Arifi, Suriyeli kadınlara “Savaşçılarla sevişin” çağrısında bulunmuş!

Müslüman milislerin iki aydır kadınlarla ilişkiye girmediğini vurgulayan El Arifi daha sonra şöyle demiş:

“Mücahitlerle bir geceliğine de olsa muta nikahı kıyın. Bunu görev olarak kabul edin, cennete gidersiniz.”

İmam efendi muta nikahı kıyacakların 14 yaşından küçük olmamasını, mümkünse gelinlerin dul ve boşanmış kadınlardan seçilmesini de istemiş...(*)

DAHA DEVRİLEMEYEN BEŞİR ESAD’A ALENEN DELLENEN, KOMŞU BAŞBAKANI RECEP TAYYİP!

Tüm baskılara karşı boyun eğmeyen Suriye Devlet Başkanı Esad’a bir sınır yakınımızda “Esad artık defol git” diye haykıran komşu ülkenin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığını merak etmez misiniz?

İLGİLİLER, SONER YALÇIN YURT DIŞINA KAÇACAKMIŞ, OL NEDENLE KARAKOL İMZASI SABAH, ÖĞLE, İKİNDİ, AKŞAM VE YATSI’YA ÇIKARILMALI “DİYE DÜŞÜNÜYORUM”

İstanbul’da soğuk ülkeler için giysi üreten bir tanışım anlattı. Dükkana birisi gelmiş, gazetelerden, televizyonlardan hemen tanımış, bu Soner Yalçın’mış... İki balya kışlık giysi almış, parayı öderken yanındaki öteki çantasında kimi yerleri kırmızı kalemle işaretli bir harita görmüş, çaktırmadan yakından bakınca şaşırmış burası Kuzey Kutbu’nun tam ortasıymış... Bu iki balya kışlık giysiyi neden aldığını “ossat” anlamış... Bunu yazar mısın dedi insaniyet namına yazdım.

POLİSLER DUYMASIN... SONER YALÇIN ÇAĞRILI OLARAK BUGÜN AÇILACAK “SELAM SANA ANTALYA” SERGİMİZE GELECEK...

Antalya, 3 Ocak 2013

(*) Hürriyet

Kaynak : Aydınlık Gazetesi