EY OBAMA EY OBAMA YA HU, RECEP TAYYİP, SENİN Mİ, BİZİM Mİ BAŞBAKANIMIZ? ŞU İŞE BAKIN EY MİLLET, ADAM YENİ DIŞİŞLERİ BAKANI JOHN KERRY GARİBANINI YUVASINDAN ETTİ BİR DEĞİL, İKİ DEĞİL TAM ÜÇ KERE ARDI ADINA TÜRKİYE’YE GÖNDERDİ! ÖZETİ: ERDOĞAN’IN ŞU SIRALAR GAZZE’YE GİTMESİNİN DOĞRU OLMAYACAĞI İMİŞ!
Bak Obama, severiz sevmeyiz, beğeniriz beğenmeyiz şimdilik bu bizim işimiz ama kağıtlardan, duvarlardan, dillerden atmak istediği ve kimi yerde suçüstü yakalanan “T.C.”nin yani
“Türkiye Cumhuriyeti”nin Başbakanı’dır...
Şöyle bi baktım da dünya haritasına, Kuzey Kutbu ile Güney Kutuplarını ziyaret etmemiş ailecek ve sevdikleriyle, demek ki hesapta Gazze var imiş! Altında milyarlara mal olan tüm konforlu özel uçağıvar, sıkıldıkça cart diye kalkıp gider yedi düvele, karışanı yok, edeni yok ama bizim gibi başbakan düşmanı (!)gazeteciler var sorgu sual eyleyen o başka!
O konforlu uçağa salt kendi binmez, kendinden yana gazeteci milletinden “erbab-ı kalem”ler de seçer... Ve ülke bitmiş gibi açıklamak istediği şeyleri “sure-i hak”tan havada motor sesleri arasında açıklar Türkiye Cumhuriyeti halkı da bu önemli lafları havadan duyar o başka.
SEN HİÇ BÜYÜKLERİN UÇAĞINA BİNMEDİN Mİ YANİ?
Derler ve yazarlar ki GAP’ın babası Demirel manevi babası da gazeteci Otyam... GAP’ın babası telefon ettiydi: “Hadi gardaşım GAP’tan su vermeye gidiyoruz...”
Nazlandım. “Beyefendi” dediydim “oralardan bir hafta önce geldim” falan... Olmazladıydı, GAP’ın manevi ya da üvey babasısın ya “Beyefendi” diye devam etmiştim “Biliyorum efendim, o kanalların içinde gezmişliğim var, azcık su akıtılacak” falan/filan...
GAP’ın babası “Gardaşım” dediydi heyecanla:
“Senin o beğenmediğin azıcık su, Yeşilırmak gadar Yeşil ırmak gadar!”
İŞE BAKIN, KARA BAHTIM KEM TALİHİM!
Baktı ki gelesim yok, o gün Antalya/ Ankara uçağı yoktur falan üzerine gülerek “Gardaşım” dediydi GAP’ın babası Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, dalgasını geçerek “Nazlanma sana uçağımı göndereyim!”
Yapacak başka olanak yoktu Antalya Ankara uçağına atladık Filiz Otyam ile... Kolay mı ilk kez bir Cumhurbaşkanı uçağına binecektik uçak uyduruk şimdikilere göre... Dedim ya kara bahtım kem talihim o uçaksa arızalanmış,çift motorlu İspanyol malı askeri pervaneli uçaklara buyur edildik, biz Cumhurbaşkanı Demirel’in uçağındayız konuklar arasında bir bayan konuk var, tüm bakmalarına karşın merhaba demediğim Başbakan Tansu Çiller hamfendi! Bir aralık ondan bir nara:
“Aaaaaa!.. Aşağıda ne güzel bir göl var”
O güzel göl dediği de Atatürk Barajı’ydı!
Velhasıl kelam büyüklere mahsus uçaktan yana talihsizim! Lafı uzattık!
ANKARA NERE GAZZE NERE?
“Vikipedi” der ki: “Filistin’in Güneybatısı’nda yer alan Gazze şeridinin en büyükşehri.” Akdeniz sahilinden 4 km içerdeki Gazze’nin nüfusu 400 bin... Müslümanların elinden 1149’da haçlıların eline geçer. 1187’de de Selahattin Eyyubi rahmetlisi geri alır. 1517’de de Yavuz Sultan Selim rahmetlisi Mısır’a gider iken Osmanlı topraklarındadır... 400 yıl sürer bu... 1917 yılında İngilizlerin idaresine giren şehir 1948’de Filistin’den sürülen Arapların gelmesiyle nüfusu da yüz binin üzerine çıkar...
GELELİM VEHBİ’NİN KERRAKESİNE!
1967’de “Altı Gün Savaşı”ndan sonra şehirde otuz yılı geçen İsrail işgali yönetimi başlar!
ÇOK AZİZ MESLEKTAŞIM KABRİ IŞIK DOLU EVLİYA ÇELEBİ, 1649 YILINDA KENTİ GEZER İKEN BAKIN NASIL DA GÜZEL BİLGİ VERMİŞ:
Kentte 11 cami, 2 hamam, 600 dükkan ve 1300 ev var...
Şimdiyse Ulu Cami, İbn Mervan Camii, Seyyid Haşim Camileri var...
1998 yılında açılan Yaser Arafat Havaalanı, İsrail saldırılarında büyük hasar görüp kapanmıştı, sanırım açıldı. Yoksa T.C. uçağı yakındaki çöle mi inecekti?
BEŞ VAKİT NAMAZINDA NİYAZINDA OLAN BAŞBAKAN, NAMAZLARINI NEREDE EDA EDECEK?
Bu üç büyük cami nasiplidir inşallah!
ABD Başkanı Karaoğlan Obama, kaldırılmasına şimdilik karışmadığı için T.C. dediği beş vakit namazında niyazında olan ve yoksul Gazze halkına maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen evet T.C. Başbakanı Erdoğan’ın Gazze’ye gitmesini neden istemiyor neden korkuyor dersiniz?
Haddim olmayarak şunu derim, bakınız Gazze kurulduğundan bu yana el değiştirmelere sahne olan bi gariban yoksul yer, bi daha bakınız 1187’de rahmetli Selahattin Eyyubi, 1517’de rahmetli Yavuz Sultan Selim, pat diye almışlardı Gazze’yi. Gazze’nin yoksul ve dindar Müslüman halkı, sabah namazını Ulu Cami, öğle namazını İbn Mervan, ikindi namazını Seyyid Haşim camilerinde (Akşam ve yatsılar otel odalarında) beraberindekilerle eda eden ve çıkışlarında kalabalık halka, yazılı ve görsel basına karşı yurt içi ve yurt dışı konularda sözler sarf ederek cami kapılarında konuşma rekorları kıran Erdoğan, şu 2013 yılında Gazze’yi topsuz tüfeksiz Türk sınırlarına neden neden alıvermesindi?
Ol nedenle Gazze’ye gitmeden önce kendisini görmesini istedi Obama. Kendisini gördükten sonra Gazze başta, istediği yere gidebilirdi.
Çoğunluğu Müslüman olan halk, diyelim Cumhurbaşkanı, diyelim Başbakanı özellikle mübarek Cuma namazlarından sonra gittikleri caminin kapısında ve yazılı ve görsel basın huzurunda, iktidarlarının yüceliğinde ülkenin ne kadar ileri götürüldüğüne değinirler ve bunlar cami kapılarında pek makbuldür.
NEDEN SADECE CAMİ KAPILARI?
Diyelim Antalya Atatürk Parkı, diyelim Atatürk Üniversitesi, Atatürk Havalimanı (Bu, zaman zaman hariç), diyelim Antalya Atatürk Devlet Hastanesi, diyelim Atatürk Araştırma Merkezi, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi, diyelim Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu gibi kurum ve kuruluşlarının kapılarında basın açıklaması yaptıkları neredeyse on yıldır görülmedi İmam Hatipli bay Gül ile bay Erdoğan’ın... Önlerinden bile geçmedikleri için “zaar” buraların da cami kapıları gibi kapıları olduğunu elbette bilemezlerdi...
BU GÜN 23 NİSAN NEŞ’E DOLUYOR İNSAN DER İKEN!
Başbakan hastalanmış bu nedenle resmi törene katılamamış!.. Bi de görüldü ki “halen” T.C. Başbakanı İmam Hatipli Recep Tayyip Erdoğan öğlene doğru turp gibi!.. Neşeli falan, makamını bi kız çocuğuna bırakmış, kızcağız heyecandan ağlamaya başlayınca kıza sarılıp üzülme ben de zaman zaman ağlıyorun falan mı ne demiş.
SEVGİLİ ATATÜRK’ÜM BOŞUNA DEMEDİ ‘BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ’ DİYE...
Hasta olduğundan neyim resmi törenlere katılamayan Başbakan iki üç saat sonra evet turp gibi derler ya aynen öyle gelmiş makamına, yalnız saçları neredeyse gelep gelep dökülüyor beraber yürüdükleri o yolda! Onu turp gibi yapan Türk hekimlerini şu mübarek günde canı yürekten kutlarım vesselam!
BU GÜN 23 NİSAN NEŞE DOLUYOR İNSAN...
Milli Merkez Kurultayı’nda konuşmacılardan:
“Atatürk’te birleştik”
Bu gün 23 Nisan neşe doluyor insan...
Onlarca siyasi parti ve kitle örgütü lideri sağ-sol ayrımını bırakıp omuz omuza verdi.
Bu gün 23 Nisan neşe doluyor insan.
Egemenlik milletindir.
Millet ayağa kalktı. Türkiye’nin dört bir yanından 15 bine yakın delege “Milli Merkez”in kuruluşunu ilan etti. Kurultay “Milli Meclis, Milli Hükümet” sloganıyla başladı.
Bu gün 23 Nisan neşe doluyor insan...
BİR “AKİLANIM”IN DÜŞTÜĞÜ/ DÜŞÜRÜLDÜĞÜ ŞU “ZİLLET”E BAKINIZ!
Her gittikleri yerden adeta Albayraklarla adeta kovulan Erdoğan’ın “Akil insanları” Siirt’e gider. Bir medreseyi ziyaret eder; erkek milleti Akil İnsanlar heyetinden Mehmet Emin Ekmen akil, Molla Mücahidi hazretlerinin önünde tam iki büklüm olup ellerini öper, haydi afiyet olsun diyelim, bir büyük hakaret/ büyük aşağılama/ insan yerine konmama heyetten Kezban Hatemi Akilanım’a yapılır. Bir başka deyimle bayan/ kadın/ avrat/ karı/ hanım olduğu için medreseye alınmaz! Şu Türkiye Cumhuriyeti’nde bir aydın bayan avukata yapılan hakarete, kadını aşağılamaya bir ek daha!
Aşağılanan “Akilanım” da hayret bişey erkek milletini kapıda bekler! İşte tam sırası, buyurun cenaze namazına!
Kaynak : Aydınlık Gazetesi