Şu diyalizde dört saat yatıp bir metreden sırf televizyon seyretmek ne demek, nereden bileceksiniz?
Sağ koldan damara giren iki iğnenin oynatılmaması gerekiyor ol nedenle sayfa çevirmek mi? Beceren varsa eyvallah buyursun sol elle kitap tutup sayfa çevirsin! Gel de kitap oku!
Başbakanımı izliyorum gözlerim açık!
Eşsiz, yüce Atatürk ve inanmışlarının bize bağışladığı bu güzelim Türkiye Cumhuriyeti’nde, bin dokuz yüz elli dört yılında Tenzile anadan ve Ahmet babadan olma, tahsilini İmam Hatip’te yapan ve dahi söylencelere göre Hizb-i İslami tarikatı şeyhi Gülbeddin Hikmetyar efendi hazretlerini dizleri dibinde yeşerten Recep Tayyip, bu güzelim Cumhuriyeti her şeyiyle “mahv’u perişan eylemekçün” harekete geçmesinden bu yana sıhhatini de epeyce sarstı! Saçlarının bu uğurda dökülmesi hariç, çehresinde gözle görülen değişimi, hele hele konuşmaları sırasında karşıtlarını yanıtlarken alnındaki çizgi çizgi gerilim sonucu başka bir yüze dönüşmesi, son zamanlarda saptadığım bir durum... Evet haftada üç gün dörder saatten on iki saat bu yüzü bir fotoğrafçı, ilk sergisini 1952 yılında açan bir ressam olarak da bir metreden izlemek nasıl bir gözlemdir bilir misiniz?
ÜÇ GÜN DÖRDER SAATTEN DEDİM DE!
Dört çarpı dört, çarpı dört! Şey üç dört on iki eder! Dört artı dört artı dört... Dört çarpı üç, eşittir on iki! Ya hu nereden baksan bu artılar on ikiye varıyor, hayret bişey!
Demek ki yılda on iki ay buradan çıkıyor, Alevi canların On İki İmamı hariç... Kerbela’ya gidende Hazreti Hüseyin’in o tarifi güç yatım yerinin kubbesinde on iki İmam’ın tarifsiz bir istifli adlarının çekimini yaparken yumuşak bişeye basmamla ayağımı çekmem bir olduydu! .Ne miydi? Kutsal Kitap! Yerde O’nu okuyan Alevi can “üzülme” dercesine bakarken “Üzülmesin, bilerek yapmadı” demiş yanımdaki yol arkadaşıma. Video kameramı yine kubbe içine çevirdim, o çekimler anılarıyla da bu can için bir hazinedir...
DÖRT ARTI DÖRT DERİKEN ALEVİ CANLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN BİR ÇARE!
Önce Adıyaman ve Gaziantep’te, ikisini de çok severim, kimi evlerin duvarları işaretlendi bu tebeşirleme Alevi canları haklı olarak huzursuz etti. Yetmedi, yine çok sevdiğim Erzincan’ın da bir Alevi köyünde evlerin duvarlarına bakınız ne yazılmış:
“KÂFİR ALEVİLER HEPİNİZİ YAKACAĞIZ”
Ya hu, dünyaca ünlü bu benzin ve mazot pahalılığımızda siz deli misiniz hepsini yakmaya? Çare tükenmez imiş, işte çaresi:
“Dörtartıdörtartıdörtgereğiokullarda yapılacakmescitlerdekırmızıispirtoylakimazotvebenzindenucuzdurdörderdörderyakınızderimvesselam!”
Başbakan, 8 yıllık eğitimi bölen 4+4+4 şahane buluşunun yasalaşması sırasında “28 Şubat sürecinin en önemli izi ortadan kaldırıldı” dedi. 4+4+4 aynı zamanda bir iz kaldırandır yabana atmamak hayırlara vesile olur...
Ama işe bakın, hayırlara vesile olmaması için toplanan on binlerce kişiye alanlar dar geldi/geliyor!
EN ÇOK DA POLİS KARDEŞLER YORULUYOR!
Olanlara bakıyorum da dar gelen alanlarda sevgili öğretmenlerimize ve halkımıza polis kardeşlerimiz biberli gaz, tazyikli su ve dahi coptan ve dahi sille tokattan falan kurtulma kursları veriyor bizzat uygulayarak!
Saygıdeğer öğretmenlerimiz öğretmen oldu olalı, böyle gaz, böyle cop böyle tazyikli su ve dahi sille tokat eğitimi görmediler!.. KESK’e bağlı Eğitim - Sen üyeleri şu “dörtdörtlükdört” şeyi için tüm ülke düzeyinde hayır başlattı ol nedenle öğretmenlerimiz ve halkımıza da yapılan işlemde, Başbakanımıza yürekten bağlı polislerimize çok iş düştü gazla, tekme eşliğinde copla, adam deviren tazyikli suyla bi yoruldular bi yoruldular, nasıl anlatsam?
KARŞI ÇIKANLAR BU DAYAKLARI HAKETTİLER!
Nasıl etmesinler, ne varmış kız ve erkeğin ayrı sınıflarda okumalarında? Gerçi beş yaşındaki bebe yardımcısız çişini bile yapamaz ama n’olur n’olmaz!
Ne varmış türban takmalarında? Türban sanayinin Müslüman iş adamı din kardeşlerimize getireceği dört artı dört artı dört kalkınma hızına neden karşı çıkılıyor? Hem yazıyla beş, rakamla 5 yaşındaki bebeler uzaktaki camilere nasıl gitsinler düşünebiliyor musunuz? Gidemezler elbette, bu hayati gerçeği göz önünde bulunduran dört artı dört artı dört’çüler buna da çok isabetli bir karar almışlar meğer okullar “mescit”lenecekmiş!...
“SAYIN HOCA
ÖRTMEN AMCA”
Dört+dörtxDört= 44! Bu nasıl olur diyenleri şiddetle kınıyorum, 4+4+4 eşittir Manisa’nın Turgutlu İlçesinde Gazi İlköğretim Okulu’nda Caferi İmam Bayram Dalga o haşmetli giysisi ve dahi başında sarık, derse girip (kâfir) Caferi ve Alevi inancını anlatmasına neden nasıl olur demiyorsunuz bunca değişik mezhep varken?
Yine de iyi, hayırlara vesile olur, vesile olur!
ÜLKE 4444+4x4’LE UĞRAŞTIRILIR İKEN!
Zamlar bi yağdı bi yağdı ki sorman! Doğalgaz ve elektrik fiyatları zamdan boğuldu! Bakan Taner Yıldız bermutat zamları savundu, savunmasın da n’apacak? Bakanlıkta zam savunmak birinci vazifedir.
4+4x4 DERİKEN İLKER BAŞBUĞ “KOMEDİ” DEDİ SAVUNMA YAPMADI!..
Komedinin İmam Hatip’te okutulup okutulmamasını bilmiyorum derken İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hasan Basri Özbey de “Tiyatro” demesin mi?
BALYOZ AVUKATLARI: BIRAKALIM BOŞ SANDALYELERİ YARGILASINLAR
“Gereği düşünüldü: (Bütün sandalyeler ayağa kalktı) “Hepsinin Hakiki İmam Abbas Ekmek Fırını’nda yakılmasına oy birliğiyle karar verildi” şeyi çıkarsa bu kadar iskemleye yazık olmayacak mı ey avukat beyler?
ŞU DÖRT VE
DAHİ ARTI VAR İSE!
Bilgisayarımda ne kadar dört rakamı ve dahi artı varsa iş bu yazımda neredeyse hepsini tükettim!Yenilerini çıkartacağım...
DÖRTARTIDÖRTÇARPIBEŞ FALAN DERİKEN!
Gazeteciliğe 1950 yılında başlayan, 2012 yılında dahi Aydınlık’larda her hafta yazılar yazan seksen altı yaşında bir cumhuriyet evladı olarak, cumhuriyetimi bu kadar kötülenmiş, Atatürk devrim ilkeleri bu kadar aşağılanmış, bir dediği iki edilmeyenlerince onurlu kahraman Türk Ordusu parça parça edilmiş, teğmeninden Genelkurmay Başkanına kadar mahpushanelere tıkılmış, Silivri’de adeta bir “5.Ordu” kurulmuş, bilim adamları, öğretim görevlileri yani yüzlerce aydın, beş yıldır yatırılan daha oradayken neredeyse çeyrek asır hüküm giydirilmiş parti Genel Başkanı, mahpushanelerde içlerinde profesör, doktor da olan ve tedavileri gereken yüz elliye yakın hasta olan gerçekleri sekiz dokuz yıldır yaşayan, yerli ve yabancı ocakçılarca döviz çılgıncılığı yüzünden dağları ormanları didik didik edilmiş, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana her türlü nimetleri ardı ardına satılmış, en büyüğü de güzelim vatan toprağı Kürecik de bundan nasibini almış(!) Amerikalılarca göz göre göre satın alınmış, ülkemin Dışişleri Bakanı olacak zatın, ABD Başkanı tarafından parmağıyla çağrılma onursuzluğuna tanık olmuş, ülkemin ardı ardına zamlarla idare edilmesini, iktidarın dinci Osmanlıcı tavrıyla Atatürk devrim ve ilkelerinin en aşağılık uygulamalarla ters yüz edilmesini acılar ve isyanlarla yaşamış ve yaşayan evet Atatürk ve inanmışların bize armağanları Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladı olarak ey halkım, ey halkım artık uyan/ silkin/ aklını başına devşir tüm bunlara ve nicelerine tavrını al, dimdik ol ve bunları bizlere reva gören iktidardan kurtul!
Yoksa hep birlikte gittik gayyanın dibine! İstediğin kadar dizini döv diye haykırıyorum!
Antalya 4 Nisan 2012
*(Yazısız)
Kaynak : Aydınlık Gazetesi
