Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

‘MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI’ Nazım Hikmet

20.01.2012

1- EY MUHTEREM GÜL VE HAYRUNNİSAGÜLSULTAN, BAŞVEKİLTAYYİP VE REFİKALARI HANIMEFENDİ VE DAHİ SAYISIZ BAŞVEKİL MUAVİNİ VE REFİKALARI VE DAHİ VEKİLBEYFENDİLER VE DAHİ REFİKALARI İLE MUHTEREM MEBUS BEYLER VE REFİKALARI.
MUTLU YUVALARINIZDA  ISI SORUNU YOKTUR İNŞALLAH...  
DEPREM BÖLGESİ ÇADIRLARINDA İNSANLAR YA YANIYOR YA DA AİLECEK DONUYORLAR ÜZERİNİZE AFİYET!
“2- Vatandaşa 800, milletvekiline 6 bin 270 lira emekli maaşı/ VEKİL MİLLETİN ÜZERİNE ÇIKTI
Aynı şartlarda emekli olan vatandaşla vekil arasında uçurum var. Böyle adalet olur mu?” Diyor Sözcü gazetesi.
Olur olur bal gibi olur, İşte en canlı örneği yukarıda 800/ 6 bin 270! Afiyetle!
3- “SALTANAT ARABALARI- 2
SÖZCÜ, Meclis’e 56 adet lüks makam otosu alınmasını “Saltanat arabaları” diye manşet yapmıştı. Bu da ikinci bomba “Saltanat arabası sayısında AB’yi katladık.”
Ne diyelim, hayırlı sürüşler ve dahi hayırlı sürülüşler kazasız ve dahi belasız! (Sözcü Gazetesi’ne de selamım tabiidir vesselam!?)
4- Mahkeme var ya o mahkeme Hrant Dink davasında karar verdi, bundan doğal ne olabilir?
“Cem’anyekûn 19 adet sanık” yargılanıyordu. Bundan doğal ne olabilir? Şey, sayın mahkeme “18 adet sanık” hakkında hüküm vermiş!  Bunda ne var diyeceksiniz şey, “Rakamla 1, yazıyla bir adet” hakkında karar vermeyi unutmuş... Bir de ÖRGÜT FALAN YOK DEMİŞ...
Bu davaya yağmur yerine tepki yağıyor, iyi mi? Sadece bir örnek CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’tan:
“Hrant Dink cinayeti Türkiye için bir utançtır.”
5- “TÜRKİYE İÇİN BİR UTANÇ” DAHA!
Baylar Arınç ve Ergin “dava daha bitmedi, bizi suçlamayın” diye dursunlar Türkiye için bir büyük utanç da Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin Ankara dışındaki il ve ilçelerde okullarda yapılmasını isteyen genelgesi oldu.
Bay bakandan ve Çankayalı ağababasından başka nasıl bir genelge beklenirdi ki... Müsteşarı, müsteşar yardımcısı ne derse desinler bu genelge tastamam bir utanç genelgesidir. Ayrıntısına gerek yok bu genelge Atatürk’ü dışlamakla örtülüdür, bundan büyük utanç nasıl olur ey millet?.
6- TÜRKİYE İÇİN BİR UTANÇ DAHA!
19 MAYIS’TA ATATÜRK’Ü ANAN ÖĞRENCİLER OKULLARA KAPATILDI!            
VE ÖĞRENCİLER TOPLUCA UMRE YOLUNA SOKULDU!.
El kol hareketleri yok! Marşlar söylemek yok! Ne mutlu Türküm diyene demek yok!. Dalgalan bayrağım kana kana demek yok!. Yoklar bitmez, ah ki ah körpecik kafalar örümcek ağlara yar olmasınlar... Bu yeter...
“Bir teselli ver tanrım” derken yüreklere buzlu su serpildi. Ne mi? CHP Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a turistik gezi için değil, milli mücadeleyi başlatmak için çıktığını vurgulayıp “CHP  var olduğu sürece hiçbir şeyi yok edemezsiniz” demesi.
Dedi de, Milli Eğitim ve Çankayalı ağababası “hiçbir şeyi yok etmek için” ister misiniz (elbette istemezsiniz) CHP’yi de “yok etmek için” bir genelge yayınlasın?
O genelgeyi yayınlayan “valla” bunu da yayınlar zira başında çok marifetli bir bakan ve ağababası var.
7- “BİLSEYDİM DOĞURMAZDIM!”
“Afiş de astığı” için7.5 aydır tutuklu bulunan öğrencinin anası, kızının yaşadığına isyan edip böyle haykırmış. Ayşe Kalınç, Erkin Kocaman ve dahi Kubilay Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeler. Neden mi? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bildirisini dağıtmışlar! Grup Yorum konseri için stant açıp bilet dağıtmışlar! Bitmedi, afiş de asmışlar!.
Bitmedi, böylece terör örgütü propagandası yapmış olmuşlar!
Sonları hayragele...
Ayşe’nin anası Fadime Kılınç “Sayın Başbakan üç çocuk yapın diyor, üç çocuğu neden  yapacağız, hapishaneler boş kalmasın diye mi? Çocuklarım için canımı bile veririm ama bunları yaşayacaklarını bilsem doğurmazdım” demiş...
“Analar ağlamasın” da n’itsin?
8- “ALIN BATTANİYENİZİ            BAŞINIZA ÇALIN”
Eksi 20 dereceye kadar düşen dondurucu havada yaşamını sürdürmeye çalışan Vanlı depremzedeler bugüne kadar kendilerine  yardım etmeyen, şimdi de reklamını yapmak için  amblemli battaniye dağıtanAKP’ye isyan etti.
Battaniyeyi yakan Ayten Solgür “Biz can derdindeyiz AKP reklam derdinde. Gururumuzla oynamak istiyorlar. Alın battaniyelerinizi başınıza çalın” dedi.
AKP yardımları da bir camiden yapılıyormuş, “Donacağımı bilsem örtünmem. Bu karda kıyamette insanlar üşüyor, sen kalkıp bayraklarının resminin olduğu battaniyeleri dağıtıyorsun. Biz ölsek de soğuktan donsak da o battaniyeleri hiçbir şekilde üzerimize örtmeyiz” demiş Solgür...(Suluca KARAHÖYÜK gazetesine Hacıbektaş/ Sevgi ve selamım tabiidir.)
9- FEZLEKE... FEZLEKE... FEZLEKE!
Geçen hafta haddim olmayarak fezleke hakkında fikir beyan etmiştim. Fezlekenin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştım yani!. Korkunç bir eksiklik yapmışım, affınıza sığınıyorum. 
Erdoğan hakkında “zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik” konularında FEZLEKEler olduğunu anımsatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Bizde kalpazanlık, zimmet yok. Senin yanlı mahkemelerini eleştiriyoruz. Senin gibi adi suçlardan fezlekelerimiz yok” dedi.
Demek ki neymiş? Fezleke/ fezlekeler yenir yutulur bişey de değilmiş meğer!.               
10- VAY DÜNYA VAY! EVREN VE   
ŞAHİNKAYA’YA YURTDIŞI YASAĞI DA!..
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül darbesine ilişkin davanın ilk duruşmasının 4 Nisan günü görülmesine karar verdi.
“MÜBAŞİR SESLENMİŞTİ: AHMET KENAN EVREEEN!”
Aydınlık Gazetemizden bilmeyen elbette vardır, Dergi’de epeyce yer almıştı... Neden epeyce derseniz, çok kısacık bilgi vereyim.
Bay Evren’le Maraş katliamının ikinci günü, Genelkurmay’da isteğim üzere buluştuk. İstanbul’dan gelmiş, oradaki toplantıların yorgunluğu belli oluyordu. Söylediği kahveyi bile içmedim, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazımda, askeri okullardaki bazı öğretmenler hakkında çeşitli okullardan gönderilen mektupları sadece ona açıklayacağımı yazmıştım. Büyük ilgi göstermiş üzerine gideceğini söylemişti.  
“HALKA MAL OLMUŞTUR                      BEN İSTERSEM YAPARIM”
Şanlıurfa Anzelha’da bir ihtiyar fotoğrafı çekmiştim. Fotoğraf sergilerimizde, kitaplarımda yer aldı, kartpostalı eksik olmasın korsan baskılarla basılıp durduydu.       
Bay Evren eskiden de yaparmış bu sefer sergi açan bir ressam oldu, emekliliğin tadını böyle çıkarıyordu. Ankara’da açtığı sergiye Cumhurbaşkanı Sayın Demirel gelmiş, (tez elden sağlık ve esenlikler dilerim) televizyonda izliyorum. Bi baktım Anzelha’da çektiğim fotoğraf iyi mi? Bi de “Sigara İçme Keyfi” diye isim de koymuş yaptığı resme, iyi mi? Halis Ağa’ya da bir milyar üç yüz milyon liraya satmış iyi mi? İyi de sahibinden nezaketen izin almak yok! Okul yaptıracakmış tamam. Bu can izin dedikçe “halka mal olmuştur yaparım” diyormuş, bir televizyon görüşmesinde “Ajda da, Hakan da halka mal olmuştur” dediydim. Televizyonda dediğimi burada atlıyorum. Halis Ağa’ya da her hafta yazar oldum o tabloyu  köşkünden çıkar, aşırma, haram malıdır başına belalar açar... Sergilerimizi düzenleyen kızı Ayfer Toprak ile de haberler velhasıl kelam sonunda Halis Ağa neredeyse bi mintanla kalacak oldu!
Neyse, suç yeri Ankara’da, bide oturduğu Marmaris’te telif hakkı davası açtım 1 Türk Lirası karşılığı. Yetti mi? Hayır yetmedi. Yapılacak okula yardımda adımın olması!
Ankara çabuk sonuçlandırdı “Bir daha yapmayacağına kanaat getirildiğinden beraatına” Eyvallah. Marmaris 7 yıl sürdü, nihayet oradan da aklandı!. Ama mübaşirler bağırmış “Ahmet Kenan Evreeeeen” diye!. Avukat Mehmet Hasbioğlucan da sabır küpüymüş, gerekeni yapmış. Yargıtaya gitti ve bi gün geldi ki Yargıtay bu canı haklı bulmuş ve dahi 1 Türk Lirası’na mahkûm etmiş, ama okul işini reddetmiş...
Aziz Nesin dostumun ruhu şad olsun dediydim, zira o da dava açmış paşam rütbeli olduğundan anında reddedilmişti...
Çektirilen acıları 30 yıl sonra anımsamak, 30 yıl sonra yargıya gitmek, asılan o körpecik Erdal Eren’i ki asmak için yaşı bile büyütüldüydü ve nicelerini geri getirse, bu halimle bile mahkemeyi izlemek isterdim!
HEY KOCA LEFTER HEY
Sarıkırmızıyı sever idim ama Lefter yaban ellerde bi gol attı mı yaşşa Lefter diye naralar atar idim. Toprağı bol olsun, unutulmazlar arasında, elbette rahat uyuyacak.
İŞTE YAZININ SONUNA BIRAKILAN (DARISI GECİNDEN VERSİN BÖYLESİ TÜM DEVLET ADAMLARININ BAŞINA) ONURLU/ İNANÇLI/ YILMAZ/ YÜREĞİ VATAN VE İNSAN SEVGİSİ YÜKLÜ RAUF DENKTAŞ CANIN DA  ARAMIZDAN AYRILMASI.
TAM YERİ VE SIRASI: “MEKANI CENNET OLSUN”
OLACAK GÖKTANRIM...                     
Antalya, 19 Ocak 2012

Kaynak : Aydınlık Gazetesi