Üsküdar'da Kız Kulesi karşısında Hacı Vesim Paşa yalısı vardı, yıllardır yolum düşmedi, n'oldu bilemiyorum.
Babamlar İstanbul'a gelmişlerdi, beğendiğim pahalı gibi bir kumaştan güzel bir palto diktirip gitmişlerdi. Pansiyon sahibimin oğluyla çok ucuz şarap evine giderken İnönü Stadı'nı yakından gören Mabeyinci Emin Bey Apartmanı'ndan çıkmıştık ve Üsküdar/ Kızkulesi arkasında yangın gözüme ilişti. İlk arabalı vapuruyla oradaydım ve tahminim doğru çıktı, üst kat cayır cayır yanıyordu, içeri daldım. Hoca Ali Rıza Bey'in eserini kurtarayım dedim yüksekteydi olmadı, çok şık giysili, iri cüsseli Hacı Vesim Paşa dümen başındaydı, bu tarihi eseri kurtaramadığıma çok üzüldüm ama neyleyim, alevler alt kata iniyordu, çıkmam için bağırmalar yükseliyordu, güzel bir masa üzerinde duran dört beş albümü kucakladım, sular altında dışarı fırladım...
HACI VESİM PAŞA'NIN KIZLARI AYŞE VE SAİME TEYZELER
Yangına ilgi gösteren birisine yaşlı hanımları sordum yandaki yalıdalarmış, çıktım ikisinin sırtlarında şal vardı ve ayakta dimdik yangını seyrediyorlardı, gözleri yaşsız! Albümleri bıraktım ikisi de hayretle baktılar, baktıkları yere baktım kucakladığım albümlerin kapaklarının rengi yeni paltomu neşelendirmişlerdi renkten yana, ikisini de sarılıp öptüm teselli ettim, bir tarih yanıp kül oluyordu paltonun sözü mü olurdu? Onlar gibi seyrettim tarihi yalının kül olmasını ve anıları...
OSMANLI'NIN SON KAPTAN-I DERYASI VE BAHRİYE NAZIRI HACI VESİM PAŞA 1910 YILINDA YALININ BİR ODASINDA ÖLÜR.
Üsküdar Mevlevihanesi türbesine defnedilir.
20 Haziran 1878'deyiz, Sultan II. Abdülhamit donanmanın silahsızlandırılmasını ister ve Hacı Vesim Paşa bu istemi kabul etmez, reddeder, 1879'dan itibaren on beş yıl yalıda oturmaya zorunlu kılınır.
FİKRET 'VEZİN' OTYAM...
Savaştalar... Bombalar yağıyor ve Hacı Vesim Paşa çadırından çıkmıyor, diyelim emir eri Boyabatlı Ömer çadıra daldığı gibi Paşa'yı omuzlar biraz uzaklaştırdıktan sonra çadıra bir gülle isabet eder, Paşa ölümden dönmüştür.
Er Boyabatlı Ömer'in oğlu Vasıf'ın Beyşehir Göçü köyünden çıkma karısı Naciye, bir oğlan daha doğurur adını koyarlar Fikret VESİM... Nüfus kâğıdını hazırlayan memur, "şu VESİM sanırım VEZİN olacaktı" der ve "Fikret Vezin" 19 Aralık 1926'dan beri Vesim değil "Vezin"dir!
Hacı VESİM Paşa'nın kızları Ayşe ve Saime teyzeler Vesim'in Vezin olduğunu hiç bilmediler, babalarının adını taşıyan bu delikanlıyı torunları gibi sevdiler.
Eczacılık okuyan ağabeyim şair Nusret Kemal ile Pazar günleri yalıya giderdik, muhakkak öğle yemeğine alıkoyarlardı, yemekte anılar birbirini izlerdi...
PADİŞAH!
Padişah Dolmabahçe Sarayı'nın penceresinden bakınca dehşete düşer, denizde topları saraya çevrik gemi doludur. Bunlar uzun süre görevli olarak İngiltere'de kalan Hacı Vesim Paşa'nın seçip ısmarladığı savaş gemileridir, toplar, saraya saygı için çevriktir...
Ne ki pimpirik Padişah derhal kesin emri bildirir, bütün askeri savaş gemileri Haliç'e çekilecek ve silahsızlandırılacak!
Kaptan-ı Derya Hacı Vesim Paşa bu üst üste gelen buyrukları hep reddeder ve Padişah'tan son buyruk:
"Paşa Hazretleri son zamanlarda çok yoruldular, yalılarında istirahat buyursunlar!"
Bu buyruk, yani ceza on beş yıl sürer!
'İSTİFA ETMESEYDİM, ŞEREFSİZ OLACAKTIM'
Bu sözler, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan tertiplere tepki gösteren bu nedenle istifa eden bir başka denizci Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner'in...
Saygı Öztürk'ün Halk TV'de Sayın Nusret Güner'le yaptığı söyleşiyi görünce Osmanlı'nın son Kaptan-ı Deryası Hacı Vesim Paşa'yı yaşadım anılarda, göbek adı Vezin değil Vesim olarak...
Uzun söyleşiyi okudunuz, bu can, salt ara başlıkları anımsatacağım:
"İstifam 4 ay gizlendi."
"Beni kukla haline getirdiniz..."
"Askeri savcı CD'yi sakladı."
"Asker cami bombalamaz."
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na kesin gözüyle bakılan ve orduya yapılan tertiplere tepki için istifa eden Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, Öztürk'e önemli açıklamalarda bulundu...
En vurucu cümlesi:
'İSTİFA ETMESEYDİM, ŞEREFSİZ OLACAKTIM'
Her şeyi özetliyor...
ŞU AKP!
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hiç mi hiç sevmedi! İspatı mı cezaevleri Genelkurmay Başkanı'ndan erine dek dolu! Sahte belgelerle rütbe farkı gözetmeksizin içeri alınıyordu bizlere de bunları yazmak düştü!
'SİLİVRİ 5.ORDU'
Aydınlık Dergisi ve Aydınlık Gazetesi'nde çıkan yazılarımdan oluşan 500 sayfalık "Silivri 5. Ordu" kitabı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gıdım gıdım parçalandığına ilişkin yazılarla dolu... Her rütbeden ve her sınıftan subay çeşitli ve asılsız iddialarla içeri alınırken bi Genelkurmay Başkanı yok diyordum, baktık ki O da alınanlar arasında, böylelikle 5. Ordu da kurulmuş oldu!
ABD böyle istiyormuş hepsi yerine getirildi aşağı yukarı...
Çok duydum yıllar evvel, gizliden, Recep Tayyip aşağı yukarı orduyu tasfiye edecek yerine çok kuvvetli, açık ve kapalı "Polis Teşkilatı" kuracak ve biber gazlı zehirli basınç sulu ve coplu ve sopalı "teşkilat" acep bu değil mi?
'BAŞBAKAN'IN BAŞKA KAYNAKLARI MI VAR?'
Şuna bakın şuna:
"28 Şubat davasında savunma yapan emekli Orgeneral Çetin Doğan, (Ailecek selamlar sevgiler) 'Ben Ergenekon savcısıyım' diyen kimdir? Balyoz planından, Genelkurmay, Emniyet MİT'in haberinin olmadığı ortaya konuldu. Demek ki Sayın Başbakan'ın başka kaynakları mı var?"
BİR BAŞBAKAN Kİ
KORKULAR İÇİNDE!
Akıl almaz güvenlik tedbirleri arasında yaşamaya çalışan Recep Tayyip, tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de havadan korunmaya çalışıyor, kuşlar değil helikopter tam tepesinde!
Kendi ilan etti, "Ergenekon savcısı" Recep Tayyip'in bu karadan ve havadan korunmasının sırrını bilen var mı kocaman yürekli? Biber gazlı, basınçlı zehirli sulu, coplu, sopalı ve Recep Tayyip'ten destekli ve buyruklu polis teşkilatına, marifetli 100 bin yeni silah geliyormuş, orası artık Emniyet Teşkilatı değil "RTO"!
KİM İÇİN TETİĞE BASILACAK?
'RECEP TAYYİP ORDUSU'NUN SİLAHLARI...
Suriye'ye mi? İran'a mı, Irak'a mı? Mısır'a mı nereye nereye? Şuna bakın şuna, ey millet... RTO silahlarının şarjörleri Türk halkı için boşaltılacak! Kendi halkı üzerine, kendi halkı üzerine!
SURİYE DEDİM DE AKLIMA DÜŞTÜ, SURİYE FATİHİ
(ASLINDA RTE) DAVUTOĞLU'NA BÜYÜK FIRSAT!
Venezuela nere, Suriye nere? TBMM nere, Venezuela Meclisi nere, Suriye Meclisi nere, ey Davutların en güzeli Davutoğlu sana güzel bir haberim ve önerim var. Venezuela Milletvekili Nikolas Madura Suriye'de savaşıyormuş, bunu okuyunca sen aklıma düştün. Yazayım dedim, ister gider ister gitmez, çeksin RTO giysilerini kurşun geçirmez, alsın eline RTO marifetli silahlarını omzuna ve dahi eline, kafasında kask, dalsın sınırdan içeri beş dakika sürmez anasını satayım muhaliflerin yanına, o da olur bir kahraman bütün dünyada, az şey mi yani? Sonra neden bunu hatırlatmadınız yani anımsatmadınız deme, geçerim bilgisayarın başına, tek parmakla canına okumaya, valla seni RTO kurtaramaz vesselam!
EY MİLLET HOŞ GELDİNİZ, SEFALAR GETİRDİNİZ..
Şu Aydınlık Gazetesi'nin yeni delikanlı gençlerine bakın, gazetenin sayfalarını çoğalttılar, ama iddiam var puntoları bi türlü okunur hale getiremediler, hani gelecekti. Yahu gözlükle bile zor okuyorum bit kadar, bit kadar! Biti nereden mi biliyorum, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yatılı okuduğum Kayseri Lisesi'nden...
ŞİMDİ BASININ YÜZAKI MUSTAFA MUTLU, OKURLARININ MUTLULUĞU SANIRIM YETER DE ARTAR BİLE... HOŞ GELDİN SEFALAR GETİRDİN...
ŞİMDİ SEN EY TUNA KİREMİTÇİ... HOŞ GELDİN SEFALAR GETİRDİN...
ŞİMDİ SEN VEFAKÂR DOOST ÜMİT ZİLELİ...
Senin yazıların da bit kadar, bit kadar. "Bi teselli ver tanrım" dedim, verdi.
Ulusal Kanal'da sesli...
ŞİMDİ SEN ALİ AKDEMİR.
HELE SEN EKREM ATAER BİN YILLIK DOOST...
Önce bi hesap ver, dört yıldır çalıştığın Ömer Hayyam kitabın n'oldu? Ömer Hayyam'dan avazladığın havaları ara ara dinliyorum, bunlara kimler mi eşlik ediyor, İstanbul'dan gönderdiğin "kakara kikiri" bi çift o harika serçe kadar Papağan'lar, yaşama kıvancımız bi kez daha teşekkürler gözüm postada kitapta...
ŞİMDİ SEN BARBAROS ŞANAL...
HOŞ GELDİN SEFALAR GETİRDİN...
ŞİMDİ SEN NASUH MAHRUKİ...
DAĞLAR FATİHİ HOŞ GELDİN SEFALAR GETİRDİN...
GELİN BAKALIM AYDINLIK GAZETESİ'NİN YENİ CANLARI.
GELİN BAKALIM ÇİLEKEŞ CAN ATAKLI VE SEYRAN ATAKLI,
HOŞ GELDİNİZ SEFALAR GETİRDİNİZ.
İŞ BU YAZI 33 YILDIR DERGİDE HER HAFTA PAZAR, AYDINLIK GAZETEDE HER HAFTA CUMARTESİ GÜNLERİ ŞAŞMADAN YAZAN 88'LİK MORUKTAN, KABUL BUYRULA...
Antalya, Geyikbayırı Köyü, 26 Eylül 2013 Perşembe
EY SEVGİLİ KILIÇDAROĞLU VE CUMHURİYETÇİ YANDAŞLARI SÖZÜM SİZE...
|