N'apiym, oluverdi işte, fukara bi mahallenin imamı olmuşum n'olmuş yani imamdan başvekil çıkıyor da mahalle bakkalı, şey, imamı neden çıkmasın?
TAAA ÖTELERDEN ARŞ-I ALAYA ÇIKAN Bİ GÜRÜLTÜ, KOCAMAN TABUT, ÜZERİNDE 'CHP' İŞLENMİŞ ÖRTÜ... AL BAŞINA BELAYI!
Derakap babamın vasiyeti düşüverdi aklıma:
'İSMET PAŞA'YA ÇATMAYACAKSIN. BANKADAN BORÇ ALMAYACAKSIN. POLİTİKAYA ATILMAYACAKSIN'
Gaipten bi ses:
"Ulan, Bayar'ı kuyudan çıkardığı günün ertesinde "Baba darılma ama İsmet Paşamız bak neler etti" demedin mi? 27 Mayısçıları desteklemek için başlarında olduğun Ulus gazetesinden yürekli arkadaşlarınla haftalık dergi çıkarmak için bankadan para almadınız mı? Daha altıncı sayısında CHP Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal Genel Sekreterliğe çağırıp "Ya dergi ya Ulus" demedi mi sizler de gözyaşlarınızla dergiyi kapatma kararı almadınız mı?
O PARTİ Kİ...
O parti ki Gazi Mustafa Kemal'imin partisi... İsmet Paşamın partisi... Babamın partisi...
Namazı zorla kıldırdım... Hay sormaz komaz olaydım "merhumu nasıl bilirsiniz" der demez ortalık bi karıştı, avratlarsa er kişiden beter!..
Muhterem din kardeşim Başvekilimden aldığım feyz ile haykırdım:
"Susun ULAN! Meğer buna hazırmışlar!
"Ulan sen başa geç, iyi biliriz diyenler şu genci takip buyursunlar."
Takip bitti, sayılmadı ama, iyi biliriz diye haykıran cemaat daha fazla!
Biri seslendi:
"Ey ceketinin yakasında İşçi Partisi rozeti takılı imam efendi hazret; sen bi partili olarak Silivri zindanlarındaki kanunsuzluğu, maddi manevi işkenceleri gördün mü? Allahına sığınıp yetti yetti diye haykırdın mı?"
"Dur can kardeş biz o işi hep yaptık hep yapmadayız, başta milleti temsil eden milletvekilleriniz, tüm partililer Silivri kapılarına dayanıp haykırdılar mı? Haykırışları dalga dalga tüm yurdu sardı mı, bu haksızlıkları bu zulümleri duymayan kalmadı mı? Maaşları yerinde milletvekilleri bu haksızlıkları, bu zulümleri neden neden Parlamento içinde mesele yapmadı? Yazılı... Sözlü önergelerden başlayıp tüm önergeleri TBMM Başkanı önüne yığmadılar?
Nerede omuzları apoletli paşalarımız?
Nerede omuzları apoletsiz paşalar... Albaylarımız? Yarbaylarımız... Binbaşılarımız, yıllardır demir parmaklıklar ardında; nerede hak? Nerede hukuk/adalet? Salt onlar mı salt onlar mı? Aydınlar ordumuza ne demeli?"
YA HALK KATILIMLI MİTİNGLER?
Bi patırtı bi gürültü, haklı diyenlerle haksız diyenler birbirine girdi, elime gelen bi hatunun saçlarına yapıştım; bağırıyorum "bari sizler bari sizler bunlara uyma..."
HATUN HAYKIRIYOR:
"Fikreeeet, önce saçımı bıraaaak..."
Uyanıverdim!
Yok canım rüyada bile "imamlık" bana göre değilmiş!
'DERDİM ÇOKTUR HANGİSİNE YANAYIM?'
İnsan boş zamanlarda bulmaca/ bilmece falan çözmeliymiş, beyni çalıştırırmış. Tabii o şeyi olanlarda, konumuz bu değil ey can okur, konumuz bulmaca.
Uzun süredir, üzerinize afiyet çok sevgili ve değerli gözlerim artık işlevini pek yapmıyor yaş oldu seksen sekiz, eh yolun yarısı eder; eder de bi bulmaca bile çözemiyor! Bulmacaların harfleri de bi "bit"in yarısı kadar, gel oku da çöz, görülmez ki.
ÇARE TÜKENMEZ İMİŞ!
Bazı gazeteleri bi güzel kesiyorum, bol vaktim olunca birini seçip çözmeye çalışıyorum, harflerinin büyüklüğü af edersiniz eşekler kadar neredeyse!
İşte bir örnek:
'ABD TOW'LARINI MİT TAŞIDI'
ABD ne? Tow ne, Mit nakliyeci mi falan...
'TSK, KOBANİ'DEN PYD İZNİYLE GEÇTİ'
Valla şu bizim olduğunu sandığım TSK, aynı TSK da, Kobani nerede? PYD kim ola?
'YOLA 'AKSAV'SIZ DEVAM'
Yolu anladım, insanların gelip geçtiği yer ya AKSAV? Ak, beyaz demek ya "SAV"? Sonuna bi güzel "AŞ" ekledim. "Savaş" oluverdi... Yani iyi çözdüğüme göre yola AKSAV'sız devam edilecek tabii savaş ihtimalini de göz ardı etmemeli...
'MAX MARA'NIN DİOR VİTRİNİ'
'HAFTANIN TREND KARESİ'
'KCK KADROLARI BDP'YE GEÇECEK'
'TSK KONVOYU IŞİD BAYRAĞININ ÖNÜNDEN GEÇTİ'
'EMO, NÜKLEERE 'HAYIR' UYARISI YAPTI'
Ey EMO, ey EMO, böyle bi uyarı yaptığına göre sen gözlerinden öpülesi bi şeysin...
Olmayan vaktimden anca bu kadarını yürüttüm ve sanırım epey bulmaca çözdüm bu, bana yeni yıla kadar yeter...
'OBJEKTİFİ YÜREĞİNE TAKAN ÇOCUKLAR'
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı
Editör: Emel ARIK
Fikret Otyam'ın önsözü ile,
319 sayfa, 62 röportaj/ anlatı
Tanığı olduğum aylar süren çalışma sonucu nefis baskılı, kapakta ve iç sayfalarda sanırım adımın birçok kez geçtiği bu pırıl pırıl kitap, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı yayınları arasından çıktı, vefa örnekli ilk sayfada da, bu canı çok duygulandıran "ithaf":
"Fikret Otyam'a"
Getirilen röportajları zor da olsa can gözüyle okumuştum, önsözde kitabın adını koydum:
'OBJEKTİFİNİ YÜREĞİNE TAKAN ÇOCUKLAR'
112. sayfada bir başlık:
OBJEKTİFİNİ YÜREĞİNE TAKAN ADAM: FİKRET OTYAM
Yağmur KARAGÖZ
Birbirinden güzel röportajlar..
Ve "yazarlardan" adlarının üzerinde ithaflar, n'olur gönül konmasın, şöylemesine alıverdim:
"Büyük ustayla aynı kitapta olmak çok güzel"
Enes Samed BUDAK
"Haberlerinizle hayat verdiğiniz bu kitaba kelimelerinizle anlam verdiğiniz için teşekkürler."
Selen NEZİROĞLU
'ŞİDDETİN BEDELİNİ ÇOCUKLAR ÖDEDİ'
Hakkı AKGÜN
"Objektifini yüreğine takan güzel ağabeyimize"
KİTAP TÖRENLE SUNULDU
AÜ İletişim Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Bilal Arık, yanında kızlı oğlanlı "seçme", bu güzel ortak çalışmayı sundular, mutluluğumu neden yazmayayım?
"Seçme" dedim. Gelemeyenlerin gönlü kırılmasın diye, yanlarına götürecekler...
Orada röportaj muhabbeti dilerim kayda alınır...
'ZİYARET ANISI' FOTOĞRAF ÇEKİLİYOR!
Heyecanlı birisi "Fotoğraf çektirelim" der demez anında öbek olundu. Delikanlının biri üç adım ötemizde arkası bize dönük, havada iki eliyle makineyi tutmuş belini kıvırmaya çalışıyor neredeyse ters U harfine dönecek, yüreğim ağzıma gelecek ve doğrulup "Ziyaret Anısını" bize gösteriyor, siz de bakın lütfen, ne güzel çıkmış di mi? Haa fotoğraf ustalarından Filiz Otyam, bi kâğıda yazıp verdi buna "Selfie" deniyormuş. Göktanrım sonumuzu hayra getire...
Antalya/ 30 Nisan 2014
Kaynak : Aydınlık Gazetesi