Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

EY MİLLET EY MİLLET!

31.01.2014

EY MİLLET EY MİLLET!

HAVA KUVVETLERİMİZİN O EŞİ MENENDİ AZ BULUNAN SAVAŞ

PİLOTLARININ İSTİFALARI GÖKYÜZÜNDEN YAĞMUR GİBİ İNDİ!

Bu dertler ve de daha belalısı başımıza şu AKP iktidarıyla geldi ve ilk seçimde başımızdan defetmezsek,zamanla onlar da ülke de gitti gayyanın taa dibine, ne laik, ne özgür, ne demokrasi güdümlü, ne tüm dünya ile barışık bi ülke yani!

ERGENEKON, BALYOZ, ASKERİ CASUSLUK GİBİ TERTİPLER SONRASINDA YÜZLERLE İFADE EDİLEN PİLOT İSTİFALARI 2014 YILININ İLK AYINDA DA SÜRÜP GELMİŞ Kİ, 47 VATAN EVLADININ DAHA İSTİFA ETTİĞİ AÇIKLANDI, İÇİNİZ YANMADI MI EY MİLLET?..

EY MİLLİ GÜVENLİK KURULU! EY CUMHURBAŞKANI! EY BAŞBAKAN! EY GENELKURMAY BAŞKANI SİZE NE,

ÖYLE Mİ?

Yazdım geçenlerde, bu değerli savaş pilotlarımız bostan tarlalarında mı yetişti?

En saygın komutanları Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi, ipe sapa gelmez alçakça, yalana dayanan suçlamalarla hâlâ mahpus damlarında, mahpus damlarında ey millet! Sormazlar mı adama, bunları da mı cemaat tutuyor?

Deniz Kuvvetleri mi... O da ne acıdır komutansız!

Şuna bakın, 2014 başından bu yana geçen 24 günlük sürede de 47 pilotun istifa ettiği Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamasıyla ortaya çıkmış!

Aydınlık gazetemiz İstihbarat Servisi'nin çok ayrıntılı acı haberinden öğrendik ki 4 yılda 684 istifa! Nasıl mı olmuş bunlar ey millet, ey canlar, 2010 yılında 147, 2011'de 149, 2012'de 174, 2013'de evet 214!

BALYOZ KARARLARI SANA LÂNETLER!

Aydınlık gazetemizin araştırmasına göre 50 pilotun 8 yıllık eğitimi yaklaşık 5 milyon doları buluyormuş!

Evet, hep bi ağızdan o türkünün tam sırası ve yeri:

'DERDİM ÇOKTUR HANGİSİNE YANAYIM?'

Bu dertler ve de daha belalısı başımıza şu AKP iktidarıyla geldi ve ilk seçimde başımızdan defetmezsek, zamanla onlar da ülke de gitti gayyanın taa dibine, ne laik, ne özgür, ne demokrasi güdümlü, ne tüm dünya ile barışık bi ülke yani!

VE ZAMANLA KİTAPLAR YAZACAK Kİ, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NİN İÇTEN VE DIŞTAN PARÇALANMASI SÜRECİNCE, GENELKURMAY BAŞKANI NECDET ÖZEL'Dİ...

Keşke ne o, ne de başkası olaydı ey gök tanrım!

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI'NIN DA...

Genelkurmay'ın yine de tarihsel yapısı Başkent Ankara'nın ferah bi yerinde, ön cephesi tarihsel anı olarak bırakılması koşuluyla yapı dahil, bulunduğu arazide dünyaca ünlü AVM neden yapılmasın?Bu canınki salt kötü bi şey, aslı da olsa gönlüm rahat neden mi? 2013 Aralık 19'da 88'lik oldum nasıl olsa göremem çok şükür!

'ASKERİ TESİSLER ÖZELLEŞİYOR!'

İyi mi?

AKP'nin Meclis'e sunduğu "!" Askerlik Yasası tasarısıyla, Orduevleri, Askeri Gazinolar, Müzeler ve Vardiya Yatakhaneleri ile Özel, Yerel ve Kış Eğitim Merkezleri özelleştiriliyor!

İyi mi?

'130 HEKTARLIK ALANLA İLGİLİ KARAR 17 ARALIK SÜRECİNE TAKILDI! TÜRGEV'E ASKERİ ARAZİ!'

İyi mi?

İstanbul 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nın bulunduğu askeri arazinin 130 hektarlık bölümünün Bilal Erdoğan'ın yönetiminde olduğu TÜRGEV'in yapacağı üniversite için kullanılmasının planlandığı ortaya çıktı.

İyi mi?

(Sana da teşekkürler Cumhuriyet ve Fırat Kozok)

EY KOCA ORHAN KEMAL CAN DOSTUM, DEMEK Kİ 100 YAŞINA GELDİN HA?

"...Memleket Hastanesi köprüden geçer geçmez sol tarafta. 'İlaç Sandığı' gide gide ağırlaşıyor.

Korkumdan köprüden geçemiyorum... Haah bi türkü söylesem cinler kaçar... Mezar arasında harman olur mu, ah mezar arasında harman olur mu, kama yarasına derman olur mu, Kazımım aslanım nerelerde yatıyon, kaytan bıyıkların kana batıyo...

ORHAN KEMAL GELİYOR

Orhan lan Orhaan! Oh bee işte Orhan, Orhan Kemal... Elinde kuş lastiği, geliyor. Bi elinde de şişe var. Hamamın oraya dikti şişeyi, atışlar başladı. Bağlanan ayaklarım çözüldü. Bi o atacak, bi ben. İlaç Sandığı'nı bıraktım yere kolum düşmüştü zaten...

...Güneş tepeye dikilmişti hastane kapısına geldiğimde...

Bİ ADAM YATIYOR YERDE!

Üzerini kilimle örtmüşler. Bi yerinden akan kanlar kurumuş... Gölek olmuş yerde... Kadınlar ağıda durmuşlar... Erkeklerin elleri çenesinde, gözler bi noktaya dikilmiş salt... Kilimin ucunu usulca kaldırdım, açıktı adamın gözleri, bi hoş... Bozbulanık... Kolunu kaldırıp bıraktım pat etti toprağa...

Ölmüş adam... Benim yüzümden. Bi adam vardı yerde, ölü... Ben öldürdüm... Zamanında iletemedim ilaçları, İlaç Sandığını. Ben öldürdüm kilim altında yatan adamı.

Çişim geldi birden...

Dizlerimin bağı çözüldü...

Çişim... Azıcık bırakayım... Tutarım gerisini... Öyle yaptım... Ama tutamadım... İlaç Sandığı'nın yanında ağlıyordum ıslak ıslak... Doktor Cemal beyamca kimsenin dövüp dövmediğini öğrendikten sonra nerde kaldın ulan derdemez suratıma patlattı iri şaplağını... Sandığı bırakıp kaçmaya başladım feryat ederek...

***

Eczanenin kalfaları kurtarmaya çalışıyorlar ama onlara da değiyordu babamın bastonu, tokadı...

Allah evlat verecekse hayırlısını versin... Ulan hastanede hastalar ilaç beklesin sen Orhan Kemalle şişe kır kuş avla...

***

Yazımı götürdüğüm Varlık dergisinde Yaşar Nabi bey, Orhan Kemal'in yeni çıkan öykü kitabını verdi. Orhan'ın arkadaşım olduğunu söyleyince "sanmam" dedi. Babası hakim imiş, benim Orhan'ın da babası hakim beyamcaydı doğup büyüdüğüm Aksaray'da...

...Hocam Bedri Rahmi Eyüboğlu, keyifle bakın reisler dedi kim var burda Orhan Kemal... Hocanın özel atölyesindeyiz...

Bu, çocukluk arkadaşım Orhan Kemal değildi...

Yazar Oktay Akbal, sen bizim şair Nusret Kemal'in nesi olursun dedi, ağabeyim dedim pek sevindi. Orhan Kemal ayrıldı arkasından koştum öykülerini anlatılmaz keyifle okuduğum Orhan Kemal'in...

Ve ölenedek, kitaplık bir dostluk, arkaşlık böyle başladı..."

Yukardaki alıntıları, Sofya, Ankara, Münih, Marmara Ereğli'sinde yazdığım 455 sayfalık ARKADAŞIM ORHAN KEMAL VE MEKTUPLARI kitabımdan aldım gözlerim dolu dolu. İlki 1975, ikincisi 1999'da. Yeni baskısı da yakında İş Bankası Kültür Yayınları arasında...

KİMİ MEKTUPLARIN TARİHLİ BAŞLIKLARINDAN SAĞLIK SORUNLARIYLA İLGİLİ SEÇMELER:

"İlk kalp krizi. İstanbul 10.10.1975"

"Orhan Kemal'in yüreği hopluyor. İstanbul 2.5.1956"

"İstanbul 24.5.1956 Ulan, Bugünkü Dünya'da densiz bir yazını okudum."

"Heyecanlandım ulan yaşşa be İstanbul 18.7.1957"

"Dalga geçer miydin eşşek İstanbul 11.9.1957"

"IŞIK geldi... Yıldız... Petrol Yüksek Mühendisi Nazım'dan Eczacı Kemali'den sonra geldi, evlere şenlik bi velet..."

"Şimdilik oku, fikrini yaz İstanbul 1.11.1958"

"Hikaye bu haliyle kalsın mı sence İstanbul 4.11.1958"

"Dehşetli sancılar geçirdim. İstanbul 23.3.1959"

"Topyekun bir savaşa katılmayan aydının... İstanbul 19.4.1959"

"Canının istediği anda ağız tadıyla ölemiyorsun bile... Unkapanı 2.10.1959"

"Ulan güzel şey yaşamak, sevgili Fikret... Unkapanı, tarihsiz"

"Fotoğraflar: Fikret Otyam, Halim Şefik Güzelson, Sait Faik, Mümtaz Ener, Orhan Veli'nin ağabeyi Adnan Veli. Maya Sanat Galerisi'nde 1953"

"Orhan Kemal, Sait Faik... Fikret Otyam. Robert Kolej Edebiyat Günleri'nde Otyam'ın Söyleşisinde. 1953"

"Bir sen kaldın... Sevgili Fikret... Sana yakışan gümbür gümbür mektubunu aldım. Yaşa. Zaten yakın, candan dost,arkadaş bir sen kaldın... İstanbul 1.8.1963"

"Gene şu en berbat zamanımızda hani Hızır gibi yetiştin... İstanbul 18.10.1964"

"Tanınmayacak kadar hasta ve erimiş durumdayım. İstanbul 16.12.1964"

YAŞASIN AĞIR CEZA'DA YARGILANMAK!

Gazetem Cumhuriyet'te yayımlanan bi yazım nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 159.Maddesi 1 yıldan 6 yıla kadar.....

"Nazım'ın nişanında sen bulun yüzükleri tak İstanbul 15.10.1965"

Ankara'da, bizde. İstanbul'a dönerken tenbihledim. Bak ihtiyar unutma 10 Mart Perşenbe günü saat 14.30'da, 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nde buluşalım, zira savunmam var, bana görünme bi gülmeye başlarsak..."

ORHAN TUTUKLANIYOR!

N'apmış? İki arkadaşıyla köfteci dükkanında Komünizm propagandası yapmışlar iyi mi? "Sabaha karşı İstanbul Cibali Fırın Sokak 20 numaranın zilini çaldım... Nuriye yenge "episini" anlattı bi de 'sivil polisler çok medeni olmuşlar' dedi.

Haa yazmayı unuttum, aklandım!

'SULTANAHMET CEZA VE TEVKİF EVİ'

"23 Mart 1966

YÖN'deki yazını pek sevdim... Daha doğrusu sana yazdığım mektuplarımdan özetlediğin kendi yazılarım. Tuhaf unutmuşum onları. Hani günün birinde kitap halinde çıkmasını merakla bekleyeceğim. Yer yer, kendi halim içime dokundu..."

"İşte yine yazı masamın başındayım İstanbul 16.4.1966"

"Telgrafın beni coşturdu. Yaşa. Varol İstanbul 16.1.1967"

ÖLÜM SOLUĞU YILLAR SONRA YENİDEN YOKLUYOR ORHAN KEMAL'İ! (Sürecek)

Kaynak : Aydınlık Gazetesi