Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

EY GENELKURMAY BAŞKANI, TARİHLER TSK'NIN SENİN DÖNEMİNDE İYİCE PARÇALANDIĞINI YAZACAK! KOCA JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 'GENEL MÜDÜRLÜK' OLUYOR!

13.12.2013

Gazeteci milletinden, sınırı çoktan geçmiş nice canlar var mahpus damlarında! Başta Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Tuncay Özkan, Merdan Yanardağ, Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek, Turhan Özlü... Hiç çıkarılmadan yatırılsınlar efendim... Birisi çıktı ya, eyvallah, eyvallah!

Şu dünyada kimin yerinde olmak istemezsin deseler, seksen sekiz yaşında Topçu Teğmen Yedek Subay Fikret Otyam olarak hemen "T.C. TSK GENELKURMAY BAŞKANI"nın yerinde deyiveririm! Sakın ola öfkelenme paşa paşa, seni tanımam görmem; oruç tutmadığım için tıpkı oruçlu Recep Tayyip padişahım gibi çat kapı, yani habere gerek duymadan iftar açmaya hanene de düşecek kadar sıkı-fıkı da değilim!

Kestirmeden yazıyorum, halkımın da artık iyi bellediği gibi ABD ve AB Türkiye Cumhuriyeti'nin dillere destan, yiğit, kahraman Türk Ordusu'nu yani Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kendi çıkarları için savaşa falan gerek görmeden, iktidara getirdikleri Ak Parti yani AKP hükümetlerinden istedikleri "veçhile", Türk Silahlı Kuvvetleri'ni parçalama girişimleri başlatılalı çok olmadı mı?

Tereciye tere satmıyorum paşa, sen bunların bininin bin mislini biliyorsun!.. Zira bu parçalama senin başkanlığında yaşama geçirildi/ geçiriliyor!

Kocaman Silivri Cezaevi, yani çağdaş zindan, çeşitli rütbelerden muvazzaf ve emekli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarıyla doldurulmaya başlandı yetmedi askeri cezaevleri de doldu taştı!

Salt tarihsel Türk Ordusu'ndan mı? Yazarı çizeri, Atatürkçü aydınları, Prof. öğretim görevlileri, gazetecileri, hatta yılmaz TV'cileri!

HAYIR, YETMEDİ!

Yetti mi? Hayır yetmedi, hep doğrucu/ ilerici/ devrimci/ Atatürkçü/ emperyalizm karşıtı, ömrünün çoğu inancı ve savaşçılığı yüzünden mahpus damlarında geçen İşçi Partisi Genel Başkanı, örgütünün yüz akı Doğu Perinçek'i, örgüt kardeşleriyle yine mahpushanelere!

Götürülürken şu haykırışı bu satırları yazarken de kulağımda, çok yazdığım gibi:

'KANUNSUZLAR! KANUNSUZLAR!'

Evet kanunsuzlar!.. Kanunsuzlar!..

Zira o kanunsuzların pislikleri, bugün tek tek gün yüzüne çıkmakta! Ve alçakça tezgahlar, uydurma tüküresi belgelerin ucu sence de belli değil mi a paşa?

Yaş icabı elim titrediği için bu yazıyı da sağ elimin işaret parmağıyla zor, acıyla ve utanç içinde yazıyorum! Bu alımlar sizden önceki Genelkurmay Başkanı sayın Başbuğ'a geldi dayandı! Kuvvet komutanları/ yardımcıları! Generaller... Generaller...

Amiraller... Amiraller!.. Hele hele onlar! Deniz Kuvvetleri bugün komutansız sayılıyor!.. Kara Kuvvetleri paramparça!

Anlaşılan, Hava Kuvvetlerimiz ise camileri bombalamak için daha yakıt bulamadı ki, halâ havalanamıyor!

GELECEĞE...

Geleceğe acı bir anı olsun diye Kaynak Yayınevi'nin bastığı 500 sayfalık "SİLİVRİ 5.ORDU" kitabımda hep tarih düşülüp yazılanlar var, yani belgeli... TSK' nın gün gün nasıl parçalandığını ve eski Genelkurmay Başkanı Sayın Başbuğ da mahpus damına atılınca Silivri 5.Ordu'nun kurulduğu!

ASKERİ MAHPUSHANELER GENERAL DOLU! EY PAŞA PAŞA! EY PAŞA KOCA JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 'GENEL MÜDÜRLÜK' EDİLİP TSK'DEN KOPARILIYOR! YİNE SENİN ŞU ZAMANINDA!

Hazırlıklar ilerlemiş jandarmanın da parçalanması babında! İçişleri Bakanı müjdeyi de vermiş:

'KIYAFETLERİ DEĞİŞİYOR!'

Koca jandarma örgütü hem de Orgeneral komutasında iken İçişleri Bakanlığı'na bağlı "Genel Müdürlük" rütbesine! Tarihi jandarmanın acısına katılıyorum.

İçişleri Bakanlığı kime bağlı? Başpadişah Recep Tayyip Sultana! Recep sultan kime bağlı? İmralı'daki, yıllarca çocuk katili çocuk katili denilen Abdullah Öcalan'a..." Çocuk katili APO kime bağlı? PKK'ya! PKK kime bağlı? PKK, ülkemize etmediği rezilce tavrı ve ağızlı bücür Barzani'ye! Bücür Barzani kime bağlı? Bücür Barzani ABD'ye yani Karaoğlan'a! Onun isteği üzere o güzelim örgüt PKK'ya bağlandı sayılır ki dağdaki silahlı örgütü şehre indi, ey paşa ey paşa!

HATAY CANİBİ İSE!

Türkiye Cumhuriyeti'nin bi sınırı sanki yol geçen hanı! A paşa paşa, senin koruduğun sınırda dünyanın şaştığı rezillik aldı yürüdü/ tüm hızıyla yürüyor! Kim yürütüyor bu yürütmeyi? Yüce Türk ulusu sınırlarını korumak ve kollamak askerlere düşmez mi a paşa, a paşa? Düşer de Güney sınırındaki bu yol geçen hanlığı/ rezilliğini önlemek 88 yaşında Yedek Subay Topçu Teğmen Fikret Otyam mı düşer??? A paşa paşa, T.C. Genelkurmay Başkanı kim şu 2013 yılının son ayında?

Öyle ki dört silahlımızı şu barışık günlerde (!) yoldan alıp gidebiliyorlar, araçları ateşe veriyor!.. Rivayete göre Padişah Recep Tayyip kınamış da onun üzerine kaçırılanlar sabaha karşı bilmem ne karakoluna teslim edilmişmiş... Rivayete göre Genelkurmay devreye girmiş!.. İnsanlı ve insansız uçaklar havalanmışmış da kaçıranlar kaçırdıklarını sabaha karşı bilmem ne karakoluna teslim etmişmiş! Rivayete göre birisinin talimatı üzerine, kaçırılanlar BDP'lilere teslim edilmişmiş onlar da bilmem ne karakoluna teslim etmiş falan!

Genelkurmayca, onların sağlık durumu iyiymiş denilirken TV'de bi de gördüm ki o sıra birisi zor adım atıyor!

ŞU ACIYA BAKINIZ EY MİLLET: KOMUTANLARA ORDUEVİ YASAĞI!

Uzatmaya gerek yok, askerlerin yargılandığı davaları ve Genelkurmay Başkanlığını eleştiren Sessiz Çığlık eylemlerine destek veren emekli komutanlara orduevi yasağı getirildi!

Başbakanımızın kulakları çınlasın "ULAN" utanmak, yazıklar olsun demek yineliyorum 88 yaşında Yedek Subay Topçu Teğmen Fikret Otyam'a mı düşecekti?..

'LEZİZ ABLAMIZ DA ARTIK YOK!'

Prof. Dr. Leziz Onaran, Dr. Mustafa Şerif Onaran dostumuzun saygın eşi... Atatürk'ün gittiği Karpiç Lokantası'nın bar kısma şair yazar, gazeteci, keyifçi avukat deposu sanki! Oranın müdavimlerinden emekli savcı ünlü romancı dostum/ dostumuz İlhan Tarus'u toprağa vermek için üç otobüs dolusu dost var... Bizim otobüste tuhaf bi durum, Ona ait öyküler anlatılıyor ardından kahkahalar!

Toprağa verdik, hoca duasını bitirdi, 35'lik votkasını mezarında kırdım "içkisiz kalma İlhan" diyerek.

Aynı otobüs Karpiç bar evlatları. Biraz ötemde "Dr. Leziz abla" da var. "Leziz abla" diyorum "Zaman zaman ağzımdan yeşil bi su geliyor n'apacaz?" Hay demez olaydım... "A Fikret, biz o yeşil su çıksın diye dünyanın ilacını içiyoruz, aldırma bırak gelsin." Ama Leziz abla "Yarın sabah aç karnına hastaneye gel" dedi...

Sabah ordayım, bez ayrımlı kocaman bi yer, Leziz abla boğazımdan bişeyler sokmak istiyor, böğürüyorum, "Dayan Fikret" buyruklarımı dinlemek zulmün ta kendisi, nihayet aşağıdaki ince cam yapıya midemden bişey akmaya başlıyor. Ama bi ötede kıyametler kopuyor nasıl öğürme yaradanım, sanki yer yerinden oynuyor/ inliyor ortalık!.. Leziz ablanın buyruğu bu ara "Burnundan deneyeceğiz"... Denendi bu sefer böğürmeler ayrı makamdan!..

O cam şişeye dolan yetmiş ki, içimden çekildi o ince lastik boru!

O HASTAYI AVUTMAK İÇİN PERDEYİ AÇANDA!

Yatakta yüzü koyun yatan böğürmeye devam eden can dostlardan şair Cahit Külebi! Ne güldüm ne ağladım! Ama daha fazla dayanamayıp gırgıra başladım, benimle başa çıkmak isterken o kurtarıcı hortum burundan içeri giriyordu kahkahalar arasında...

Atatürk'ün Karpiç Lokantası artık yok!

Bar bölümünün komutanı barmen İsmet herkesin her huyunu bilen, o da yok! Oranın sakinlerinden kaç kişi kaldık acep? Bildiğim, gazeteci/ yılların yazarı Çetin Altan... Başka anımsamıyorum, yaşıma bağışlansın!..

Şu ilanı görende de bi hoş oldum!

Altında ilan sahipleri, Türk Tabipler Birliği/ Ankara Tabip Odası/ Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği (NÜSED)...

Ve elbet de bizim can Leziz ablanın yattığı yer her daim ışıklı olacaktır...

1976 YILINDA..

Polatlı Topçu Okulu'nda Üsteğmen doktor Mustafa Şerif Onaran'la da ölene dek bir edebiyat dostluğu, sivilleşince... Leziz abla Mustafa canın yokluğuna fazla dayanamadı gitti, Şerif dostuma selamı da ilet diyemedim!..

ÖZGÜRLÜĞE/ TBMM'NE HOŞ GETİRİLDİN BALBAY

Gazeteci milletinden, sınırı çoktan geçmiş nice canlar var mahpus damlarında! Başta Doğu Perinçek... Yalçın Küçük hoca... Yine dimdik duranlardan Tuncay Özkan... Merdan Yanardağ... Bizim Deniz Yıldırım... Yine bizimkilerden Hikmet Çiçek... Ulusal Kanal çilekeşi Turhan Özlü...

Hiç çıkarılmadan yatırılsınlar efendim... Birisi çıktı ya, eyvallah, eyvallah!    

Kaynak : Aydınlık Gazetesi