Fikret Otyam'ın Köşe Yazıları

BUNLAR NASIL UNUTULUR?

17.08.2012

BUNLAR NASIL UNUTULUR? ‘KILICIMI ÇÖPE ATTIM’ ‘GENELKURMAY BİZE İHANET ETTİ’ ‘YA KİMİ ALEVİLER!’

 

Aydınlık gazetemizin en başta bir haberini okur okumaz kesip sakladım, üzüldüm/ kahroldum desem neye yarar ey millet?

Anımsatayım:

“Emekli Deniz Albay Mehmet Akif Üstüner YAŞ kararlarına isyan etti

KILICIMI ÇÖPE ATTIM

Önceki gün biten Yüksek Askeri Şura’da cezaevindeki 40 general ve amiralin emekli edilmesi, emekli Albay Akif Üstüner’i isyan ettirdi. Üstüner, teğmenlikten bu yana sakladığı kılıcı çöpe attı.”

Bu yetmezmiş gibi bir başkası içimi iyice sızlattı:

“GENELKURMAY BİZE İHANET ETTİ”

“Balyoz davasında yargılanan, ‘Askeri Casusluk’ davasından ceza alan Albay Koray Eryaşa açıklamasında ‘Genelkurmay bize ihanet etti’ dedi.

Bu iki albayın isyanı yazımda olsun istedim.

CASUSLUK KİME KİMLERE?

Demek ki bizim denizciler ufuklara açılıyor demir atar atmaz bir denizaltı peyda oluyor iki kişi denizaltıya iniyor kucakları alabildiğine dosya, iki denizaltıcı da gemiye çıkıyor hızla, sanki görülmekten korkuyor!

Bizimkilerde korku asla ve kat’a! Bilmiyorlar ki başka denizaltından filmleri fotoğrafları çekiliyor bizim dünyaca ünlü fotoğraf sanatçımız sevgili Ara Güler bile bu kadarını çekemez! Son zamanlarda görünüşü kocamış sınıfına girdiğinden eli titreyebilir, zaten Türk Deniz Kuvvetleri diye bişey kalmamış gibi ya Balyoz’dan ya da Tüm Deniz Kuvvetlerimizin amiralinden en küçüğüne kadar casusluktan(!) mahpus damlarında! Şu casusluk kime? N’olur ondan duymamış olayım kime Ya Hu kime, kime, kime?

İFTARLAR GIRLA GİDİYOR!

Bu mübarek Ramazan ayı hiçbir mübarek Ramazan ayına benzemedi, şuna bakın şuna:

“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü iftara davet eden Alevi ve Bektaşi dernekleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Cemevleri ibadet yeri değildir’ açıklaması ve Karacaahmet Cemevi’ni ‘ucube’ olarak nitelendirmesine tepki gösterdi. Gülen cemaatine yakın olduğu belirtilen Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu ile iktidara geldiği günden beri AKP’yi destekleyen Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun yaptıkları açıklamalarla ilk defa hükümete karşı seslerini yükselti...”

Deniz Toprak arkadaşımızın ilginç haberi sürüp gidiyor...

HANGİSİNİ YAZMALI EY MİLLET?

“Gülen cemaatine yakın olduğu belirtilen Alevi...”

Gülen cemaatine yakın Alevilik ve Bektaşilik nasıl olur Ya Allah, Ya Muhammet Ya Ali, Ya Hasan, Ya Hüseyin, Ya Hünkâr Hacı Bektaş Veli can?

Demek ki olduruluyormuş!..

“Alevi Bektaşi iftar sofrasında Cumhurbaşkanı varmış!”

Alevi Bektaşi yaşamında iftar sofrasının kurulduğunu bu Ramazan’da okuyup öğrendim, okumanın öğrenmenin sonu yoktur da kimileri keşke okumasaydım, keşke öğrenmeseydim faslına giriyor ey göktanrım!

ÖTE YANDAN MÜBAREK RAMAZAN’DA BİR İFTAR SOFRASINDA BAŞBAKAN KALKIP, CEMEVLERİ İBADET YERİ DEĞİLDİR FETVASINI VERİYOR YETMİYOR Kİ, KARACAAHMET CEMEVİ İÇİN ‘UCUBE’ BUYURUYOR!

İmam Hatip’ten mezun başka bir kişinin ağzından “ucube” sözcüğü çıktığı ne görülmüş ne duyulmuştur, bu öncelik ve dahi teklik şu mübarek ayda yine Başbakanımıza nasip olmuştur ey ehli iman.

Madem ibadet yeri değildir Karacaahmet Cemevi madem ucubedir Başbakan Cemevine dozer göndermekte deneyimlidir, şimdi elinde bir yıkma ordusu vardır bunların üzerine neden salıvermiyor da hıncını laflarla alıyor bir bilen varsa insaniyet namına açıklasın şu mübarek ayda!

İftar sofraları sadece havada kurulmadı, Hac dönüşü uçaktan terlikle inen THY’nin muhterem reisinin aklına nasıl gelmedi yarabbim!

ŞU MÜBAREK RAMAZAN AYINDA...

Başbakan Allah kabul buyursun, orucunu mikropsuz damacanadan çıkmış mikropsuz suyla bozup, donatılmış sofradan karnını doyurunca yani tok karnına hemen kürsüye fırlayıp bu sefer programa aldığı biz gazeteci milletine en şiddetlisinden nasıl veryansın ediyor “tarifi mümkünatsız!” (Bir halk deyimi)

Hele hele bazı gazete patronlarına demediğini koymuyor şu barış dolu ayda, kimi köşeyazarlarını orada hâlâ nasıl tuttuğunu apaçık soruyor ve sonlanmasını apaçık istiyor ve ey millet hayret bişey köşe yazarlarına bir “ ..... ..beler” demedi!

BU SATIRLARIN YAZARI “SAYFA YAZARI” OLARAK TARİHE MAL OLMUŞTUR YARADANA KURBAN OLDUĞUM, YOKSA?

Eğer köşe yazarı sayılsaydım, muhterem Başvekilim mübarek ayda “Allah kabul buyursun” orucunu bigüzel bozup yine iyice tok karnına kürsüye çıkıp patronlardan köşe yazarlarını gazetelerden defetmesini buyurup ve dahi tam da köşe yazarları için “ucubeler” dememesi, konuşmalardan adeta yoksun kalıyor vesselam!

AYNAYI ALIP SURATIMA BAKAR OLDUM

Aynayı alıp “ucube” sınıfına girip girmediğime ressam ve fotoğrafçı olarak bakıp durdum!

“Ucube”, Mehmet Aksoy’un, boyu metreleri belki kilometreleri bulacak heykeline verilen addır hem de inkar gelinmez kişiden yani Başbakandan geliyor ol nedenle gözümü aynadan çekmiyorum evet, saçım ve sakalım uzunsa da Aksoy’un çalışması dışında kalır, gözlerimin altları hayli çökük ve ne kadar gözümü havaya dikip ve dahi iyice açıp baksam nafile! Hele bişeye yani birköşe yazarı meslektaşıma kızıp cep telefonuma sarılıp veryansın etsem kaşlarımın olduğu mevki alnıma doğru kat kat oluyor, alnımı kapatan saçlarım çoktan gerilere doğru çekildi, yani döküldü! Burnum mu n’oluyor, ne olacak ey millet burnum da ben de burada kalmam başkaldırısıyla iki yandan alın mevkiime doğru alabildiğine çıkma savaşında!

BİZ GAZETECİ MİLLETİNE DE UCUBE DEMEDİĞİ İÇİN ŞU MÜBAREK AYDA KENDİLERİNE ŞAHSEN ŞÜKRANLARIMI ARZ EDERKEN, KARACAAHMET CEMEVİ İÇİN UCUBE DEMESİNİ ŞİDDETLE KINIYOR, ALEVİ TOPLUMUNDAN ÖZÜR DİLEMESİ, SANIYORUM KARACAAHMET CEMEVİNİN DUVARINDA YER ALIR.

Deniz Toprak arkadaşın “Gül’ü davet eden Alevilerden, Erdoğan’a ‘ucube’ tepkisi

AKP’DEN UMUDUMUZ KALMADI” başlıklı yazısından son bölüm:

“ALTUN ÇARK MI EDİYOR?

‘Alevi iftarı’nın diğer bir katılımcısı olan ve iktidara geldiği günden beri AKP’yi, destekleyen Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun da Başbakan’ın Cemevi çıkışı ile umutlarının kalmadığını belirterek şöyle konuştu:

“10 yıldan beri Başbakan’ı destekleyen biri olarak Alevi olmaktan dolayı uğradığım haksızlığı anlatsam on tane kitap çıkar. Bütün umutlarımızı yitirdik. Kimin nasıl ibadet yapacağı kimsenin inisiyatifinde değil. Bugün İslam’ın içinde farklı türler ve yorumlar var.

Altun, çok kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Gül onuruna verilen ‘Alevi iftarı’nda Samanyolu TV’ye yaptığı açıklamada Hükümet ve Aleviler arasında ‘iyişeyler oluyor’ mesajı vermişti.”

İyi şeylerin bozulmasından üzüldüm, demek ki Cemevleri ibadet yeri değildir ve tuzu biberi Karacaahmet Cemevi için ‘ucube’ diyen iyi şeylerin öte tarafı barış marış dinlememiş şu mübarek ayda, tamam mı Altun?

DURMADAN YÜZÜ GÜLÜCÜKLÜ DEDİĞİM DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUT’UN OĞLUNDAN HUZURUNUZDA ÖZÜR DİLİYORUM; MEĞER PEK DE GÜZEL AĞLIYORMUŞ!

Allah’çün yüzü her daim gözlükleri dahil gülücüklü Dışişleri Bakanımdan özür diliyorum, meğer başka bir marifeti daha varmış o da hüngür hüngür ağlamak!

Başbakanımızın eşi Eminanım kızı Sümeyye, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun eşi Sare hanım Başbakanlık uçağıyla Myanmar’a uçtular, uçakta her türlü yardım malzemesi de vardı... Yardıma muhtaç halkın durumu Eminanımı ağlatmış ve Sümeyye geri kalmamış... Televizyonda bu durumu izliyorumki aman göktanrım Dışişleri Bakanımız Davut’un oğlu nasıl ağlıyor şaştım kaldım, nerede o gülücüklü suratı? Kodunsa bul! Bu ağlamaklı yüzü kendisine çok yakıştığı için, artık gülücüklü yüz demeyeceğim...

Dışişleri Bakanımız nerede yardıma muhtaç müslüman ülke varsa, Başbakanın özel uçağıyla oralara yardım götürmeli ve dağıtım sırasında hüngür hüngür ağlamalı yani hep oralarda kalmalı, yani diyesim şu, eğer ülkeye dönerse bu sefer milletin anasını ağlatacak Suriye muriye derken!

BİR AĞLAMA ÖYKÜM

İkinci Dünya Savaşı bütün şiddetiyle sürüyor ve İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri Almanya’nın Leverkusen kentini bombalıyor... O kentte Bayer ilaç fabrikaları var, babam durmadan radyodan Berlin ve Londra’yı dinliyor... Koca odada biz çocuk milleti, sivrisineklerden koruyucu cibinlikler içindeyiz.

Londra yine haber veriyor, Kraliyet Hava Kuvvetleri Leverkusen’i bombaladı!Duyuyoruz, yorgun savaşçı babam annemiz Naciye’ye dert yanıyor “Leverkusen yine bombalandı Naciye... Bayer fabrikaları gitti, Atebrin gelmeyecek halkım sıtmadan kırılacak!“ Atebrin bir numaralı sıtma ilacı... Ve yorgun savaşçının ağladığını duyuyoruz ve annemiz de babama eşlik edince cibinlikler içinde biz çocuklar da ağlamaya başlıyorduk Leverkusen için!

VER ELİNİ LEVERKUSEN!

Fikret Otyam Resim/ Filiz Otyam Özgün Dokuma Sergisi’nin açılışı, büyük konuklar, politikacılar, sanatçılar, televizyoncular, basıncılar, yaşlı bayanlar, yaşlı olmayan bayanlar, gençler, moruklar... Karşılarında bu satırların yazarı, yıllar öncesine dönüp Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin buraları nasıl bombaladığını, Türkiye’nin ortalarına doğru Aksaray’da eczacı babamın, eşinin, çocuklarının geceleri nasıl ağladıklarını... Biraz da edebiyat yapıp “İçinizde o günleri yaşamayanlar var” falan. Bir Alman öğretmenle evli Bursa’lı kızımız, babası Ankara Karpiç lokantasının içkiciler bölümünden tanıdığım dostumun kızı Cangül anında çeviriyor laflarımı, ne ki kimsenin yüzünde acıdan macıdan eser yok, belki de bu sakallı ressam ne saçmalıyor diyorlar.

Serginin kapanışında Cangüllerdeyiz ,o güzel sofrada yudumluyoruz, damat Gert’e bu suskunluğun nedenini soruyorum, “Ben de anlamadi” diyor!.. Cangül bizi bırakmıyor her gece, yudumlu sofralar kuruyor...

VE GECENİN BİRİNDE...

Gert, elinde18x24 fotoğraflar uzatıyor pırıl pırıl... İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin Leverkusen’i hangi gün, hangi saatte ve dahi hangi dakikada, nereleri bombaladıklarını gösteren hava fotoğrafları, özetle Bayer fabrikalarına değil bomba, kurşun bile düşmemiş, civarında bir köprü... Yollar falan!

Ah babam ah, bizleri de boşuboşuna nasıl ağlattın deyip ruhuna bir yudum “Yeni...”den götürdümdü...

Antalya, Toroslar Beydağları, Geyikbayırı Köyü

Kaynak : Aydınlık Gazetesi